Yeni Asgari Vergi Düzenlemesi: Haksız Vergilendirme ve Anayasa Aykırılığı Üzerine Eleştiriler

Yeni Asgari Vergi Düzenlemesi: Haksız Vergilendirme ve Anayasa Aykırılığı Üzerine Eleştiriler

Basında yer alan haberlere göre, tahakkuk edecek kurumlar vergisi (KV) iki kritere göre hesaplanacak ve en yüksek tutar tahakkuka esas alınacak. Tahakkuk edecek kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’u olarak hesaplanan asgari vergi (1. kriter) veya beyan edilen hasılatın yüzde 2’si matrah kabul edilerek kurumlar vergisi oranında hesaplanan asgari vergi (2. kriter) ile karşılaştırılacak. Bu üç tutardan en yükseği KV olarak tahakkuk ettirilecek.

1 Ocak 2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yürürlüğe girmesi öngörülen uygulama ile 2025 yılı için ilave 90 milyar TL yıllık KV tahsil edilmesi planlanıyor.

Örnek vermek gerekirse, yasal defter ve kayıtlara göre tespit edilen ve 1 milyon TL olduğu varsayılan kurum kazancı üzerinden yüzde 25 oranı esas alınarak 250 bin TL KV hesaplanmış olsun. Bu vergiyi, “indirim ve istisna öncesi kazanç” ve “hasılat” varsayımlarına göre hesaplanan asgari vergi tutarları ile kıyaslayalım. İstisna ve indirim uygulaması yükseldikçe bu kritere göre hesaplanan asgari KV artıyor. Kar marjlarının düşük olduğu durumlarda hasılat üzerinden asgari KV hesaplanması haksız ve adaletsiz vergi tahakkukuna neden olabilir. Asgari vergi kıyaslamasında hasılat ölçüsünün ödenecek vergiyi belirlediği durumlarda, kurum kazancı çok düşük veya zarar söz konusu ise gerçek kazanca nazaran çok yüksek tutarlarda ve haksız vergileme söz konusu olacaktır. Ticari hayatta bazı işlerde (örneğin akaryakıt, demir-çelik, ecza deposu, enerji dağıtım, motorlu araç ticareti, döviz alım-satımı gibi) kar marjları düşük olduğundan, hasılat üzerinden asgari vergi hesaplanması ödeme gücünü gözetmeyen bir vergilemeye yol açabilir, ki bu Anayasa’ya aykırıdır. Hasılatı asgari vergiye esas almak, tüm mükellefler bakımından kâr marjının eşit olduğu varsayımına dayanır. Bu kabulün geçersizliği de çok açıktır. Üstelik zarar olsa bile hasılat üzerinden götürü vergileme yapılması halinde bu haksızlık ve Anayasa’ya aykırılık daha da derinleşecektir.

Basına yansıyan çalışmaya göre, ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek zorunda olan mükellefler için asgari gelir vergisi (GV) uygulaması getirilmesi öngörülüyor. Tahakkuk ettirilecek GV tutarı, hasılatın yüzde 5’i matrah kabul edilerek genel gelir vergisi tarifesine göre hesaplanacak asgari gelir vergisinden az olamayacak. Cumhurbaşkanına bu kapsamda belirlenecek oranı sektörler, iş grupları ve iş türleri bazında her bir kazanç türü itibarıyla artırma ve azaltma yetkisi verilecek. Uygulamanın 2025’ten itibaren geçilmesi ve 2025 yılında yıllık 37,4 milyar TL ilave vergi tahsilatı öngörülüyor.

Örneğin, 10 milyon hasılatı bulunan bir serbest meslek erbabının vergiye tabi kazancı (matrahı) 2,5 milyon TL olduğunda, asgari vergi matrahı (10 milyon x %5=) 500 bin TL olacaktır. Bu örnekte mükellefin gerçek kazancı tahakkuka esas alınacaktır. Asgari vergi uygulaması ile serbest meslek erbabından asgari vergi tahsil edileceğini pek sanmıyorum. Ancak ticari kazançlarda asgari vergi ödenmesi söz konusu olabilir. Burada da farklı gelir unsurlarına sahip mükelleflerin kar marjlarının eşit olmaması nedeniyle hasılat üzerinden asgari vergi uygulanmasını doğru bulmuyorum.

Yeni Asgari Vergi Düzenlemesi: Haksız Vergilendirme ve Anayasa Aykırılığı Üzerine Eleştiriler - Ayhan Yılmaz, SMMM Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (ayhanyilmaz.net)

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler