MERHABA MERAK

       “Yolumuza çıkan meseleleri yok saydığımızda, meseleler yolumuza dönüşür.”

Marcus Aurelius

Şimdi ve burada  olduğunuza göre, meraklı bir yolculuğa hazır olduğunuzu düşünebilirim, ya da böylesi daha sıcak geliyor. Önce bildiğimiz yerden iş dünyasından bir giriş ile başlayalım, fonda benim merakla tanışma ve büyütme heyecanım da olsun.

Bu cümleler danışman lensi ile farklı endüstriler ve farklı masalarda gündeme gelen, hatta zaman zaman çok nevi şahsına münhasır olduğunu desteklediğimiz meseleler…

·      Çalışan bağlılığı anketine göre takdir ve geri bildirim konusunda yol almalıyız.

·      Müşterilerimizde derinleşmek ve yeni müşteri kazanmak istiyoruz.

·      Kurum içinde iş birliği kültürünü güçlendirmek istiyoruz.

·      Yapay Zeka ile birlikte daha verimli çalışmanın yollarını bulmak istiyoruz.

·      Yenilikçi ürün ve hizmetler ile pazardaki oyunu yeniden yazmak istiyoruz.

Ortak meselelerimizin listesini daha uzatabilecek olsak da, amacımız bu değil. Burada biraz köşeli olarak aklınıza düşürmek istediğim soru “Hepimiz gerçekten bu kadar aynı olabilir miyiz?”

Zizek’in ve Road Runner’ın kulaklarını çınlatarak….

Koşturdukça, referans alabileceğimiz ya da  tutunabileceğimiz bir zaman tanımlayamıyorsak, düşemeyecek kadar yoğun bir şekilde fizik kurallarına inat zemin olmasa da koşmaya devam ediyoruz. “Farkındalık” kelimesinin de içini boşalttıysak, onu da daha çok tüketerek doldurmaya çalışıyorsak belki “merak” umudumuzu besler diye hayal ediyorum.

Aynı senaryoyu tersten izlemeye çalışırsak, yanıtları aramak yerine biraz daha sorularda kalabilme sabrını kendimize ve birbirimize gösterebilirsek, kaygılarımızı meraka dönüştürebilir miyiz? Hepimiz birbirimize bağlı isek, eksik parçaları da konuşarak/ paylaşarak  birlikte arayabiliriz; hatta daha renkli bir hikayemiz bile olabilir…

En sevdiğim sorulardan biri olabilir: “Merak ajandanızda neler var?”

Birkaç, dayanabilirseniz beş “neden” sorusuyla yüzeyden uzaklaşarak derinlerdeki bağlara doğru yaklaşmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Çok mutlu olacaksınız, iyileşeceksiniz gibi bir sözüm tabii ki yok, sadece dolu dolu yaşamak için her ne yapıyorsanız tadını çıkarmak için iyi bir zemin oluşturabilirsiniz. Neydi meşhur anonim söz, birkaç sahibi olsa da instagram hikayelerinde, kimin söylediğinden bağımsız “can sıkıntısının reçetesi meraksa, merakın reçetesinin olmadığını” hatırlayabiliriz. Eğer bir sözüm olacaksa “asla sıkılmayacaksınız” demeyi tercih edebilirim.

Şöyle bir durun ve düşünün… Yüksek sesle yanıt vermenize ya da yazmanıza gerek yok, sadece bir anlığına durun:

“En son ne zaman heyecanla bir meselenin peşinden uykusuz ya da aç kalmaya rağmen gittiniz?”

“En son ne zaman elinize telefon almadan ya da sosyal medyayı yok sayarak merakınızın peşinde heyecanlandınız?”

Bu yazı dizisinin daveti tam olarak biraz durmak, biraz birbirimizden ilham almak, biraz da mevcut durumu zorlayarak “neden olmasın?” diye yüksek sesle sormak. Merakla dans etmek desem olur mu, sadece içimden geldiği için…

16 Aralık da başlangıç için güzel bir tarih olabilir, Ocak ayının ilk Pazartesi gününü beklemeye o kadar gerek olmayabilir. Merakın sabırsız tarafını böylece bir daha hatırladık…

Yeni sezonda fonda yine düşünürler ve liderler olacak ve Yönetim Kurulunda Felsefe yapmaya devam edeceğiz… Sadece merakın sesi biraz daha yüksek çıkacak 💃

Yazı dizisinin karşılığı ise genel bir akış ise başlıklarım şöyle, en azından şimdilik yolda aralara yeni gündem maddeleri neden dahil olmasın?

·      Merakın kavramsal temellerini keşfedeceğiz.

·      Merakın tarihsel yolculuğunu takip edeceğiz.

·      İş dünyasında merakın rolünü ve etkilerini inceleyeceğiz.

·      Kendi merakımızı keşfetmeyi öğreneceğiz.

·      İlişkilerimizde merakın gücünü göreceğiz.

·      Meraklı bir kültür yaratmak için güvenli ortamları nasıl  inşa edebileceğimizi  tartışacağız.

·      Sanat, felsefe, bilim gibi farklı disiplinlerle merakın kesişimlerini deneyimleyeceğiz.

Başlarken söyleyeceğimi sonda söyleyebiliyorum, “merak” ile ilgili ellerimizi bulaştırabileceğimiz, ilham alacağımız ya da “bilmiyormuşum” diyebileceğimiz eğlenceli bir dizi paylaşmak istiyorum. Yazmanın, yazarken düşünmenin etkisine çok inanıyorum ve gelen yorumların bu yolculuğu bambaşka yerlere taşıyacağını da biliyorum.

📍Ne istediğimizi söyleyemeden, tüketici potansiyelimizle yanıtlara ve kaçacak fırsatlara dair mesajlara maruz kalıyorsak

📍Derinleşemeden, tadını çıkaramadan bir konudan diğerine sürükleniyorsak

📍Ne olduğunu durup soracak zamanımız da yoksa

📍Ve yorulduğumuzu hissetmeye başladıysak

Artık biraz meraklı tarafımızı davet edebiliriz…

O zaman “Neden Olmasın?”

Çünkü merak bulaşıcıdır, çünkü merak biraz da sabırsızdır…

İlk meraklı sorumu park ediyorum.

Sizin için merak ne demek?

Aklınıza gelen tanım, renk, müzik, nesne, tat hepsi kabul… Hatta resmini çizmek de isterseniz ne güzel olur….

 Sonra birlikte ilerledikçe bu sayfayı aralarda yeniden açarız, merakın tanımı belki biraz daha değişir…

Hoş geldiniz, merakımız paylaşarak büyüsün 🌱

Mine, Urla