Paran veya işin yoksa sorun sende

Paran veya işin yoksa sorun sende

İddialı bir laf biliyorum. Ben de "başarısız" dediğim iş hayatımın ilk bölümünde parasızdım. Üstelik her şeyim de vardı. Üniversite mezunu, yüksek lisans yapmış, yabancı dil var ama bir türlü istediğim yerde değilim. Hala bir şey almak istediğim zaman fiyatına göre karar veriyorum. Bu benim için önemli bir kriter. Bir şeyi istediğim veya özellikle ona ihtiyacım olduğu için değil de fiyatına göre alıp almamaya karar vermek beni çok geriyor.

Bir süredir bundan kurtuldum ve geriye dönüp baktığımda aslında o zamanlardaki sorunun sadece benden kaynaklandığını görüyorum. Daha önce yazdığım gibi bahane bulmak konusunda oldukça iyidim ben. O zamanlar "kriz var", "Ankara'da iş yok", "mühendis değilim", "orası eleman aramıyor, ilanları yok", "bunlar almaz" gibi onlarca bahaneyi sıralayabilirdim. Sonuçta bu bahaneler sadece bana zaman kaybettirdi.

Sadece para değil; kariyer, huzur veya genel anlamda sizin başarı kriterinize göre neye ihtiyacınız varsa ona sahip olmak sadece sizin elinizde. O zamanlar biraz başarılı olmuş kişilerle konuşurken benzer şeyler söylerlerdi ben de içimden "senin için konuşması kolay tabi şimdi" derdim. Muhtemelen bunu okuyanlar arasında benzer düşüncede olan olacaktır. İnanın bana konu sadece sizinle ilgili. Başarı, sandığımızın aksine peşinde koşarak yakalayabildiğimiz bir şey değil. Başarı; değişerek ve gelişerek kendimize çektiğimiz bir şey. Bu söz rahmetli Jim Rohn'a ait.

Bana yol gösteren önemli isimlerden birisi olan Jim Rohn başarının kendinizi geliştirirseniz size geleceğini söyler. Verdiği örneklerden birisi de maaşlardır. Kısaca; McDonald's'da çalışarak saatte 5 dolar kazanabileceğinizi, bir yerde yönetici olursanız saatte 50 dolar veya avukat olursanız saatte 500 dolar kazanabileceğinizi söylüyor. Dolayısıyla kazanılan paranın miktarı sizin kattığınız değere bağlı. Bana her gün CVler geliyor ve bunlara bakınca aslında yeni mezunlarda bile kimin başarı şansının biraz daha yüksek olduğunu görebiliyorum. Aynı okulun aynı bölümünden mezun iki kişinin CVlerinde sadece birisi boş zamanlarında 2-3 kursa gittiği için veya kendi kendine bir alanda çalışarak kendini geliştirdiği için ciddi farklar olabiliyor.

Para veya kariyer açısından bulunduğunuz durumdan memnun değilseniz size bir iyi, bir de kötü haberim var. İyi haber; bunu değiştirmek sizin elinizde. Kötü haber ise bunun için çalışmanız gerekecek. Hep sözünü ettiğim işten çıkıp yatağa gidene kadar geçen sürede çalışmanız gerekecek. Bu çalışmanın sizi istediğiniz yere götürebilmesi için planlanması şarttır. Yine çok sık rastladığım ve içimi acıtan örneklerden birisi de "çok çalışanlardır". Bu kişiler gerçekten çalışıyor ama bir hedefleri olmadığı için, yani net, yazılı ve bir zaman planına bağlı bir hedefleri olmadığı için ne yazık ki umdukları sonuçları elde edemiyorlar.

Kısaca ve kendi tecrübelerime dayanarak, aşağıdaki basit modelle istediğiniz yere ulaşmanız veya parayı kazanmanız mümkün;

  1. Hedefinizi belirleyin: Şu anda bulunduğunuz konumdan bağımsız olarak GERÇEKTEN istediğiniz bir şey bulmanız ve bunu hedeflemeniz çok önemli. Dediğim gibi; çok çalışmanız gerekecek ve ancak istediğiniz bir şey olursa gerekli motivasyonu koruyabilirsiniz. Bu hedefi yazmanız çok önemli. Mutlaka duymuşsunuzdur, Jim Carrey en parasız ve umutsuz olduğu zamanda kendine 1 milyon dolarlık bir çek yazmış ve çekin tarihine çok yakın bir zamanda 1 milyon dolarlık ilk ödemesini almış. Hedefinizi yazmanın ve okumanın Secret benzeri sihirli bir tarafı olduğu iddia etmiyorum. Sadece hedefinizin gözünüzün önünde olması hem sizi motive edecektir hem de günlük kararlarınızı verirken size faydası olabilir. Biraz talihsiz bir örnek olacak ama en son gördüğümüz Itır Esen ve attığı tweet olayını düşünebiliriz. Hedefi Türkiye çapında bir yere gelmek olsaydı ve bu hedefini günlük kararlarına dahil edebilseydi zamanında o tweeti atmayacağından eminim. Dolayısıyla bizim de her gün karşımıza çıkan fırsatları değerlendirirken veya her gün düşünmeden yaptığımız şeyleri bile yaparken bu büyük hedefimize uygun hareket etmemiz lazım.
  2. Bu hedefe giden daha küçük hedefler belirleyin: Brian Tracy bunlara varil diyor. Sahra çölünü geçerken yerlilerin her 20 - 30 kilometrede bir bulunan varillere ulaşarak bu yolculuğu daha küçük yolculuklar gibi ele aldıklarını anlatıyor. Sizin hedefiniz Türkiye genelinde 101 şubesi olan bir kebapçı açmak olabilir. Bu tek bir hedef olarak düşünürsek imkansız görünebilir. Ama adım adım gittiğimizde ve şubeden şubeye gittiğimizi bu pekala ulaşılabilir bir hedef haline gelir çünkü hedefimiz her seferinde bir kebapçı açmak gibi olacak.
  3. Olmanız gereken kişi olun: Değişin! Değişmek ve gelişmek kötü bir şey değil. Olmak istediğiniz yeri düşünün ve orada nasıl birinin olması gerektiğini hayal edin. Haftasonu özel uçağınızla Paris'e kahvaltıya mı gitmek istiyorsunuz? Bu nasıl biri olur? Bir plazanın 32. katında boğaza karşı bir toplantı odasında çokuluslu bir şirkette stratejik bir karar mı vermeniz gerekiyor? O nasıl biri olurdu? Neleri bilirdi? Neleri takip ederdi? Hangi soruları sorardı? bunları bir düşünün. Ben bunları düşündüğümde aslında olmak istediğim yerde olmak için gerekli teknik bilgiye sahip olmadığımı fark etmiştim. Çok basit değil mi? Bilmiyordum ve ona rağmen insanların beni o iş için işe almamalarını torpilimin olmamasına bağlıyordum.
  4. Çok çalışın: Gerçekten öğrenmeniz gereken şeyleri öğrenin, sonra daha fazlasını öğrenin. Öğrendiklerinizi uygulayın, uyguladıklarınızı geliştirin. İnternet elimizin altında ve istediğimizi öğrenebiliriz. Öğrenmiyorsak bu sadece öğrenmemeyi seçtiğimiz içindir.

Zor olduğunu biliyorum ama bir kez sorunun sizde olduğunu kabul ettikten sonra daha net görmeye başlıyorsunuz. Sonrası hedefinizi belirleyip çalışmaya kalıyor. Sanki Paris Hilton "fakir olmayı bırakın" derken çok da haksız değil? :) Sorunlarımızı çözmek elimizde.

(Önemli not: Bu fotoğraf sahte. Bu t-shirt'ü hiç giymedi, photoshop)




Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler