“Perakende” Sektörünü Etkileyen Önemli Trendler Ne Durumda ve Bu Süreçte Markalar Rekabet Gücünü Nasıl Yönetmeli?
Tüketici ürünleri ve özellikle perakende sektörü için dönüşüm tam anlamıyla 2019 yılında başlamıştı. Ancak pandemi ile birlikte bir çok marka oyunun kurallarını çok daha hızlı değiştirmeye, teknolojinin tüm imkanlarını sonuna kadar kullanmaya daha hızlı bir şekilde başladı. Bu süreç aslında markaların ayakları üzerinde daha sağlam durması gerektiğini ve yaşanan değişimlere hata yapacak bile olsalar daha hızlı tepki vermeleri gerektiğini gösterdi.
Peki böylesine zorlu bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde “Perakende” sektörünü etkileyen önemli trendler ne durumda ve bu süreçte markalar rekabet gücünü nasıl yönetmeli?
1 - “Hiper Kişiselleştirme”
Kişiselleştirilmiş hizmetler hızla yeni standartlar oluşturduğu ve kullanıcı beklentileri de bu yönde artış gösterdiği için pazarlamacıların artık hiper kişiselleştirme çözümlerine daha fazla odaklanması gerekiyor.
Bu noktada markalar hiper kişiselleştirme ile, tüketicinin istediği veya ihtiyaç duyduğu başlıkları belirlemek için gerçek zamanlı davranışsal verileri göz önünde bulundurmalı. Normal kişiselleştirmeden daha karmaşık olsada, gerçek zamanlı davranışlara odaklandığı için temel müşteri verilerinin ötesine geçiyor. Birden fazla kanal ve temas noktasından elde edilen davranışsal & gerçek zamanlı verileri birlikte değerlendiriyor. Bu sayede maksimum ilgi düzeyi ve dönüşüm potansiyeli için her tüketiciye ürün, hizmet ve reklam içeriği uyarlamalarını sağlayabiliyor.
2- “Dijital Tedarik Zinciri”
Pandemi öncesi müşteri beklentilerinin karşılanması için yatırımlarını tedarik zincirine yönlendirilen markalar bugünleri lojistik açıdan iyi karşılarken, bir çok marka bu döneme maalesef hazırlıksız yakalandı. Verinin etkin kullanımı, sektörler arasında fark yaratacak temel etken olurken özellikle bilişsel analitik; tahmin, filo güzergahı ve stok optimizasyonu dahil tedarik zincirinin tüm aşamalarını etkileme imkanına sahip. Bu sebeple özellikle rekabette ön plana çıkabilmek için tedarik zincirini en iyi ve hızlı yolla yeniden yapılandırmak bu dönemde oldukça önemli. Belki de markaları bu dönemde rekabetten ayıracak en önemli konulardan biri tedarik süreçleri olacak. Örneğin; kolay iade ya da değişim, hızlı ve sorunsuz kargo süreci gibi adımları en iyi şekilde uygulayabilen markalar rakiplerine göre bir adım öne geçecek.
3- “Kullanıcıların Sosyal Medya Kullanımları”
Son dönemde olmazsa olmaz pazarlama kanallarından biri olan sosyal medya …
Evde geçirilen sürenin ve mobil tüketimin artması bu kanallar üzerindeki dönüşüm oranlarını da aynı oranda arttırdı. Özellikle kullanıcının ne istediğine odaklanan, kullanıcının ilgilendiği kategori ya da ürün özelinde ona özel, spesifik hedefleme ile ulaşan markalar rakiplerinin önüne geçmeye başladı. Ya da bu dönemde gerçekleşmesi mümkün kargo sürelerindeki aksaklıklar, lojistik sebeplerden dolayı olası gecikmeler gibi tüketicilerin güven duygusunu ve değerini koruma altına alabilmesi için, markaların satış kaygısı gözetmeksizin web siteleri yanı sıra sosyal medya platformlarından da kullanıcı ile şeffaf bir iletişim kurması gerekiyor.
4- “Tüketicinin fiyat hassasiyeti değişmeye başladı.”
Özellikle 2019 yılı itibariyle kullanıcıların hiç olmadığı kadar offline mağazalar içerisinde telefonlarını kullanmaya başlamaları, kullanıcıların eskiye kıyasla artık mağazaya gelmeden önce çok daha fazla konuda bilgi edinmesi, marka önerileri alması, rakip markalarda yer alan benzer ürün fiyatlarını kıyaslaması gibi durumlar perakende markaları için oldukça önemli bir hal almışken; alışveriş süreci kullanıcılar için aslında arama motorunda başlamıştı. Pandemi sonrası hayatımızın mobile dönüşmesi, kullanıcıların tüm tüketim davranışlarını online kanallar üzerinden yönetmesi, markaların daha önceden ürün gamı içerisinde yer almayan kategoriler üzerine yoğunlaşması gibi durumlar bu dönemde bir çok açıdan perakende sektörünü de değiştirdi. Tüketiciler artık yalnızca birkaç sayfayı tıklayarak, ürün fiyatının fazla olup olmadığını idrak edebiliyor ve daha uygun alternatifleri çok daha kolay keşfedebiliyor. Rekabeti göz önünde bulundurarak bu sebeple fiyat stratejilerinizde de mutlaka bir amacınızın ya da kullanıcıya sağladığınız farklı bir değerin olması gerekiyor.