Popüler Besin: Açai
Açai denildiğinde aklınıza ilk olarak smoothie bowlların içerisine konulan toz olduğuna eminiz. Aslında açai hurması ya da açai üzümü olarak geçen ve Brezilya'da yetişen bir meyve. Amazonun yerli toprakları açai meyvelerini binlerce yıl boyunca besin ve ilaç olarak kullanmış. Zaman geçtikçe yapılan araştırmalarla açai meyvesinin besin öğelerinin zenginliği keşfedilince, popüler besinler arasında hızla yerini aldığını söyleyebiliriz.
Açai küçük, üzüm şeklinde ve koyu mor renklerinde bir meyve. Amazon yağmur ormanlarında palmiye ağaçlarında büyüyor. Açai meyvesinin içeriğinde yüksek lif, B6 vitamini, kalsiyum potasyum ve demir bulunuyor. Ayrıca ilginçtir ki yağ oranı da yüksek bir meyve, ancak sağlıklı yağlar içeriyor. Hem lif içeriği hem de yağ içeriği sayesinde özellikle bağırsak hareketlerini hızlandırıyor. Aynı zamanda bağırsaktaki yararlı bakterileri de besleyerek bağırsak florasının sağlıklı kalmasına yardımcı oluyor. Bir fincan açai meyvesinde ise sadece 100 kalori var.
Açai meyveleri, antioksidan ve antiinflamatuar olan koruyucu fitokimyasallar açısından oldukça zengin. Bu fitokimyasallar vücudumuzu kanser, kalp hastalıkları ve diyabet gibi kronik hastalıklara karşı koruyor. Yapılan araştırmalar açainin C vitamini ve E vitamininden daha fazla antioksidan kapasitesine sahip olduğunu söylüyor! Ayrıca diğer berry grubuna giren meyvelere göre de daha fazla antioksidan içeriyor.
LinkedIn tarafından öneriliyor
Açainin bilinen faydalarından biri de kalp sağlığına iyi gelmesi. Yapılan bir çalışmada 4 hafta boyunca açai tüketen kişilerde HDL yani iyi kolesterol seviyelerinde artış görülmüş. İyi kolesterol vücuttaki fazla kolesterolü atarak, damarda plaklaşmaları ve yağ birikmesini engelliyor. Bu sayede kandaki basıncı da azaltıyor. Kalp hastalıkları, kalp krizi, tansiyon ve diyabet gibi hastalıklara karşı koruyuculuk sağladığını söyleyebiliriz.
Açainin bir diğer bilinmeyen faydası da prostat kanseri olan kişilere iyi gelmesi. İçeriğinde antikanser özellikler gösteren antosiyaninler var. Prostatlarda hem sağlıklı hücreler hem de normal hücreler tarafından üretilen PSA proteinleri bulunuyor. Yapılan araştırmalar; açai tüketen prostat kanseri teşhisi konulmuş bireylerde PSA düzeylerinde düşüş tespit edilmiş. Antioksidan seviyeleri yüksek olduğu için kanser gibi hastalıklara karşı koruyucu olsa da kesin tedavi olduğunu söyleyemeyiz…
Bu kadar antioksidan yüklü bir besin elbette cildimize de iyi geliyor. İçeriğindeki fitokimyasallar sayesinde cildin elastikiyetini koruyor. Aynı zamanda güneşin zararlı etkilerini en aza indirerek erken yaşlanmayı geciktiriyor. Zaten antioksidan ile dolu olması özellikle selülit gibi cilt kusurlarına karşı da fayda sağlıyor. Mankenlerin smoothie bowllarına açai eklemesinin bir sebebi de bu…
Bizler de sıkıcı diyet listelerinden sonra açaiye bir şans vermek istiyorsak alternatif bol... Açai; meyve, donmuş posa hali, meyve suyu ve toz halinde bulunuyor. Ancak meyvesinin raf ömrü çok uzun olmadığı için taze haliyle tüketmek imkansız. Normalde açai meyvesi ahududu, yaban mersini ve çilek gibi meyveler kadar tatlı değil. Dolayısıyla dışarıda satılan meyve sularında ve smoothielerde, tadını değiştirmek için şeker eklentisi yapılabiliyor. Bunların da tahmin edersiniz ki besin öğesi olarak pek bir yararı kalmıyor. Bu nedenle market ürünleri tercih etmenizi tavsiye etmiyoruz. Elbette ülkemizde açainin her halini bulmak pek mümkün olmadığı için, bizler genelde toz halini tercih ediyoruz. Açai tozunu en sevdiğiniz smoothie ve smoothie bowl tariflerine ekleyebilirsiniz. Aynı zamanda yulaf ezmesi, chia puding üzerine serpebilir ve yoğurtla da direkt karıştırabilirsiniz. Bu antioksidan deposu besinden bir an önce faydalanmalısınız!