POSTA 14/28 - Sayı 65

POSTA 14/28 - Sayı 65

Bugün ayın 14'ü, bültenimizin altmışbeşincisi.

Öncelikle sizden bir geribildirim almak istiyorum. En çok 2 dakikanızı alacak. Bu bülteni nasıl bulduğunuzu, daha iyi bir bülten için ne beklediğinizi duymak istiyorum.

https://tally.so/r/w7WzaZ

Bu bülteni beğeniyorsanız paylaşarak daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

Son iki haftada yayınladığım içeriklerden şu beşini seçtim:

#1 Dumbf*ckistan

Bunu çeviremeyeceğim

Bu meme'ler 2004 ABD seçimleri sonrasında Kerry karşısında Bush'un ikinci kez seçilmesi üzerine paylaşılmıştı. Bu görselleri hazırlayanlar Bush'u destekleyenlere aptal muamelesi yapıyor. Tabii aynı haritanın tam tersini de yapmış Bush taraftarları. Ya da inançları üzerinden onları yaftalıyorlar.

Bizdeki atışmalara ne kadar benziyor değil mi? Hemen karşı tarafı yaftalıyoruz, herkes kampını belirliyor.İnsan dünyaya bomboş bir zihinle gelmiyor. Evrimsel psikologlar bir bebeğin dünyaya bir çok fiziksel ve sosyal bilgiyle geldiklerini söylüyorlar. Bazı şeyleri daha kolay bazılarını daha zor öğrenme eğilimi ile programlanmış şekilde dünyaya geliyoruz. Beyinin şekillenmesi tamamen deneyimle olmuyor. Bir hazır taslak var, deneyim sadece ona şekil veriyor.

Hayata bakış açımız da böyle. Bir çok antropoloji, kültür, evrimsel psikoloji alanındaki çalışmalara bakıp ahlakın doğuştan gelen 5 temeli olduğuna karar vermişler.

İlki Zarar vermeme/koruma

Zarar verilmeye karşı çok kuvvetli duygularımız var, zayıf olana merhamet gibi, zarar verene öfke duymak gibi (devamı)

#2 Bizi bilen bilir

O kad-dar!

Bu fotograf "geleneksel" Türk şirketlerinin pazarlamaya yaklaşımını özetliyor bence. Cihad Bey söyleyeceğini söylemiş "Bizi Bilen Bilir".Geçenlerde bir podcastte dinledim, Ogilvy UK reklam ajansı Başkan Yardımcısı Rory Sutherland'a start-uplara pazarlama tavsiyeleri sorulduğunda şu yanıtı verdi:

✅ Be Distinctive (kendine özgün ol, ayrış)

✅ Be Consistent (tutarlı ol, görünüşünde, söyleminde)

✅ Be Famous (meşhur ol)

Start up'lar dediğine bakmayın, bu bence her kurum ve kişi için geçerli bir pazarlama tavsiyesi. Gerçekten bir markanın sihri bundan ibaret.

Ayrışmanız önemli, nahoş bir benzetme olacak ama bir şirketin mülakatta sorduğu "neden sizinle çalışalım" sorusu bu. Mesele dönüp dolaşıp buna geliyor çünkü. Neden başkasını değil sizin markanızı satın alsınlar? Ayrışma meselesini "bir nişiniz olsun"a da götürebilirim. Pazarlama stratejisi seçimler yapmaktır, herkes için her şey olamazsınız, "ne iş olsa yaparım", pazarlamada da çalışmaz. (devamı)

#3 Pazartesi'nin bir kerameti yok

Pazartesi'nin bir günahı da yok

Diyete/spora/kitap yazmaya/dil kursuna/evdeki tamirata ne zaman başlıyorsunuz? Gelecek Pazartesi değil mi?

Davranış biliminin keşiflerinden biri olan "time discounting" (zamansal indirim önyargısı) hemen karşılaştığımız ödül veya cezaları ileride karşılaşacaklarımızdan daha etkili algıldığımızı söylüyor. Zamanla ödül ve cezanın etkisini iskonto ediyoruz. Vade ne kadar uzunsa iskonto oranı o denli yüksek. O yüzden 20 sene sonraki emeklilik (ödül) için şimdi tasarruf yapmak zor geliyor veya ileri yaşta kanser olma (ceza) ihtimali şimdi bize çok maliyetli gelmiyor, o nedenle sigara içmeye devam ediyoruz.

Şu da var, beyin tembelliğe çok yatkın, kendini hiç yormak istemiyor, ezbere yaşamak istiyor. Öte yandan gelecekteki ben'in şimdikinden farklı olacağını varsayıyor. Bir nevi bugünkü ben yatsın, yarınki ben çalışır yapar durumu. Öyle de saf (veya tatlı su kurnazı mı demeliyiz) şu beyin!

Günde farkında olmadan 35,000 civarında karar aldığımızı söylüyorlar. Bunların hepsini de beyin alıyor ama dediğim gibi %90-95'i otomatik pilotta. Zor bir konuda karar alması gerektiğinde ise zor soruyu kolay soruyla değiştirip cevap vermeye çalışıyor. Borsada yatırım yapacağı hisseyi seçmek zorsa, tasarımını beğendiği arabayı üreten şirketin hissesini almak kolay karar. "Hangi şirketin gelecek potansiyeli parlak" zor, "hangi arabayı seviyorum" kolay bir soru. (devamı)

#4 Kalkınmada kadınların gücü

ActHuman Sosyal Kapsama İnisiyatifi'nin altıncısı

Kadınların ekonomik olarak güçlenmesi toplumun yitirdiği sağlığını kazanmasının en iyi yolu.

Kadının işgücüne katılması ekonomik kalkınmayı ateşleyeceği gibi, o ailedeki çocuğun (özellikle kız çocuğunun) daha güçlü ve özgür bir birey olarak yetişmesine imkan verecek altyapıyı sağlayacak. Dolayısıyla ülkenin geleceği için de çok hayati bir konu.

OECD ülkelerinde kadınların iş gücüne katılım oranı %61 seviyesindeyken, Türkiye'de oran bunun yarısından az ve bu ülkeler arasında sonuncu sıradayız. Maalesef son 20 yılda bu konuda bir arpa boyu yol alamamışız. Oysa hepimiz bu konunun giderek daha çok konuşulduğunu fark ediyoruz. Konuşmanın ötesinde birçok inisiyatif alınıyor, kotalar, kadın çalışanlara özel programlar, girişimcilik destekleri vs.

Ama karşımızdaki sorun çok boyutlu; kadınların eğitime erişiminden başlayarak iş yerinde karşılaştıkları ayrımcılık, toplumsal normlar, cinsiyetçi tutumlar, iş yerinde şiddet ve taciz, hukuki ve kurumsal engeller gibi pek çok neden sayabiliriz. (devamı)

#5 Kendimi bir yıldız gibi hissettim

Mete "Gilmour"

Kendimi bir yıldız gibi hissettim! 😆Akışınıza bu şekilde düştüğüm için kusura bakmayın, bugün aslında bu konuda bir şey paylaşmayacaktım ama Murat Gümrükçü Lord'um bunu gönderince hem çok eğlendim, hem de enerji seviyem yükseldi. Sizi de eğlendirebilir diye paylaşmak istedim.

Doğum günlerim epeydir bana yük geliyor, yaşlanma alameti mi dersiniz, siz bir şey yapmamışken insanların ilgisine mazhar olmanın mahcubiyeti mi... Ama insanlardan selam veya sevgi almak ağır gelmemeli, hele de bir süredir isteyip de yapamamış bunu fırsat bilmişlerse... Şahsen tanışmadığınız ama sosyal medyadan sizi takip edip bir ilham olduğunuz, bir sözünüzün iyi geldiği birisi bunu yapıyorsa, bunda yük olacak ne var değil mi? Yani karşılıksız veya hak edilmemiş olmayabilir bu ilgi. Sanırım böyle bakmam lazım. (devamı)


der ya topluluğuna katılmak ister misiniz? Sizi Patreon sayfama davet ediyorum.
Resme tıklayarak Patreon sayfamı inceleyebilirsiniz

der ya Kitap Kulübü'nde Bu Ay

Eylül ayında okuduğumuz kitap

"Büyüleyici, harika yazılmış, çok önemli bir kitap."−Yuval Noah Harari "Mutlaka okumalısınız."−Daniel Kahneman "Eşi görülmemiş zamanlar için mükemmel bir rehber."−Bill Gates

İnsanlık tarihinde önemli bir eşiğe yaklaşıyoruz. Her şey değişmek üzere.Yakında etrafımızda yapay zekalar olacak. DNA yazıcılarının ve kuantum bilgisayarlarının, laboratuvar patojenlerinin ve otonom silahların, robot asistanların ve enerji bolluğu dünyasında yaşayacaksınız. Böyle bir dünyaya hazır değiliz.

Google bünyesindeki yapay zeka şirketi Deepmind'ın kurucularından olan Mustafa Suleyman bu devrimin merkezindeydi. Önümüzdeki yıllara bu güçlü ve hızla yayılan yeni teknolojiler dalgası damgasını vuracak.

Yaklaşan Dalga'da Suleyman bu teknoloji dalgasının büyük bir bolluk yaratacağını ama öbür yandan da küresel düzenin temeli olan ulus devleti nasıl tehdit edeceğini anlatıyor. Kırılgan devletlerimiz bir felakete sürüklenirken, varoluşsal bir ikilemin içindeyiz: Bir yanda hayal bile edemeyeceğimiz felaketler, öbür yanda da her saniye gözetim ve baskı altında yaşamak.Yapay zeka teknolojisinin merkezinden çıkan bu çığır açıcı kitap, çağımızın en büyük problemi olan güçlü teknolojileri kontrol edebilmeyi, "dizginleme problemini" inceliyor. Kıyamet ve distopya arasındaki dar yolda yürüyebilecek miyiz? (Tanıtım Bülteninden)

Buluşmamız 25 Eylül Çarşamba akşamı 21:00'de (Her ayın son Çarşambası)

Kitap Kulübüne kayıt olmak istiyorum.


der ya Kitap Kulübü'nde Yazarlarla Buluşma

Yukarıdaki linkten kulübümüze ve bu buluşmaya katılabilirsiniz.

"…Kariyerimin 25. yılında çokça eğitim tasarlamış, eğitim sunmuş, dünyanın neresine giderse gitsin karşılaştıklarını “Acaba bunu eğitimde nasıl bir mesajla aktarabilirim,” diye düşünmekten vazgeçemeyen bir eğitmen olarak kendimi “eğitgen” ilan etmeyi hak gördüm. 

…Bu kitap, konusu ne olursa olsun yetişkin eğitimlerinin tasarımından sunumuna, eğitim sonrası raporlama ve ölçümden izleme ve geribildirime kadar tüm aşamaları bulabileceğiniz şekilde yaşanmışlıklara dayanarak hazırlandı." Mehpare Şayan Kileci

der ya Sinema Kulübü'nde Bu Ay

Yarın akşam Sinema Kulübü'nde konuşacağımız film. (Ortak) Kitap Kulübü'ne yukarıdaki linkten katılabilirsiniz.
Değer Yaratmanın Formülü Podcastimin son iki bölümünü buradan dinleyebilirsiniz.
İlginiz için çok teşekkürler. 28 Eylül sayısında görüşmek üzere...


Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler