SÜRDÜREBİLİYOR MUYUZ?
Çevresel #Sürdürülebilirlik, insanların ihtiyaçlarına karşılık verebilmesi için çeşitliliğin arttırılması ve üretimin devam etmesi, aynı zamanda da insan yaşamının daimi hale getirilmesidir. Yani kendi ihtiyaçlarımız için gelecek nesillerin ihtiyaçlarını görmezden gelmeden sürekliliği devam ettirebilmektir.
Yüzlerce asırdır dünyada olmamıza rağmen sürdürülebilirlik kelimesi ile 1987 yılında Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun paylaşmış olduğu “Ortak Geleceğimiz” isimli raporuyla tanıştık.* Çok yeni bir kelime sayılır. Yeni olduğundan dolayımı insanlar sürdürülebilirliğin anlamını bilmiyor yoksa umursamadıkları için mi? Sürdürülebilirlik nasıl olur; doğanın sunduğu kaynakları yine doğanın kendisini yenilemesi ile olur. Yine her şey bizlerin doğayı korumasına bağlanmaktadır. Gelişen teknoloji, sanayileşme, kentleşme, nüfus artışı (Ülkemizin 2020 yılı nüfusu 83,6 milyonu aşmış olup, 1960 yılında bu rakam 27 milyondu*) gibi nedenlerle yenilenemeyen kaynakların hızla tüketilmesi bizim dışımızda canlı ve cansız varlıkları yok etmemiz biyoçeşitliliğe zarar vermemiz, havayı, suyu kirletmemiz gibi nedenler sürdürülebilirliği azalttığı gibi doğaya da büyük zararlar vermektedir. Doğadan var olduk, doğanın bizi kucakladığı gibi bizler neden kucaklamıyoruz. Doğanın canlılara olan ruhsal ve psikolojik faydalarını biliyoruz, bizim niye ona karşı bir faydamız dokunmuyor. Neler yapabiliriz konularında ise “bilinçli tüketim” en önce gelen cevaplar arasındadır. Plastik atıklar yerine sürekli kullanılabilir araç ve gereçlerin kullanılması bir adımdır. Doğadan verimli şekilde faydalanmalıyız. İnsanlar özellikle kentlerde ihtiyaçlarını karşılayabilmek için özensizce davranabilmektedirler. Ulaşım konusunda yollarda bir kişinin kullandığı arabalar, gereksiz yere su harcamaları, evlerinde yanan gereksiz ampuller bunların hepsi farkında olmadan doğayı etkileyen unsurlardandır. Pekte sürdürebiliyormuşuz gibi durmuyor. Ufak adımlar atmak, üşenmeden temel ihtiyaçlarımız doğrultusunda hareket etmek çok faydalı olacaktır. “Birlikten kuvvet doğar“, ”Damlaya damlaya göl olur. “ her şeyi özetliyor. İnsanların bilinçlenmesi ve çevresine de aynı şekilde ilham vermesi gerekmektedir. Günümüz iş hayatının sosyal medyasına bakıldığında çevresel ve sosyal kriterlere dikkat eden bilinçli kurumların sayısı giderek arttığını görüyoruz (215 Şirketle yapılan ankette sonuçlar %62 oranında sürdürülebilirlik strateji olduğu yönünde*). Emekleyerek ilerleniyor gibi gözükse de biraz yol aldığımızı düşünebiliriz.
LinkedIn tarafından öneriliyor
Bizler de şirket olarak doğaya karşı ne yapabiliriz, ne gibi katkılarımız olabilir gibi sorularla adımlar atmamız, fikir alışverişleri yapmamız, yaptıklarımızla gurur duymamız ve sizin gibi düşünen bireyleri ve şirketleri sonuna kadar desteklemeliyiz.