SEVR [SEVRES] ANTLAŞMASININ 103. YILDÖNÜMÜNÜN [10 Ağustos 1920-10 Ağustos 2023] HATIRLATTIKLARI
SEVR MUAHEDESİ [ANTLAŞMASI]
[10 Ağustos 1920]
Tam bir sene [10 Ağustos 1920-10 Ağustos 1921] oluyor ki İstanbul’un gönderdiği murahhaslar [temsilciler] (Sevr) namını alan muahedeyi imza ediyorlardı. O vakitten beri Anadolu’nun mübarek topraklarında akan Türk kanları çoktan ve herkese bu murahhasların asıl milletle hiçbir alakaları olmadığını en açık bir surette ispat etti ve ediyor. Hayır, Türk milleti kendisine Klemenso[Georges Clemenceau]’nun, sulh komisyonu reisi sıfatıyla uzattığı işkenceli idam kararını imzalayamazdı. (Klemenso) Türklükle hiçbir alakası olmayan bedbahtlara uzattığı bu muahede için bütün o ağır tahkirleri arasında diyordu ki, bu muahedenin her maddesi (adalet) esasından mülhemdir. Ve biz bütün dünya karşısında işte bu adalet namına ölümlerin en feciine mahkûm ediliyorduk. Kurun-ı evveli [İlk Çağ] ve vusta[Orta Çağ]daki şahıslar bu tarzda öldürülmüşlerdir. Fakat tarihin hiçbir devrinde bir millet hakkında bu surette mutemet bir katl kararı verilmiş değildir.
(Sevr) muahedesi ile İzmir Edirne’mizi alıyorlar. Tarihimizle aynı manayı ifade eden payitahtımız üzerindeki hâkimiyetimiz sıfıra indiriliyor. Güzel İzmir’imizin Türklükle alakası o da muvakkat bir müddet için uzak bir kalesine dikilecek Osmanlı bayrağına hasrediliyordu.
Payitahtımızın ve bütün Anadolu’muzun anahtarları olan Boğazlara bizden başka her millet hükmedecek. Boğazlar komisyonu denilen bu ecnebi idaresinin başında Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya hatta Japonya, Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan murahhasları bulunacaktı. Türklerin fikir ve arzuları bile sorulmayacaktı. Buna mukabil atfen İstanbul’da bir esir padişahın sarayı da herhangi bir ecnebi gemisi herhangi bir günde keyfine eseceği zaman kolaylıkla toplarının mermileriyle harap edebilecekti. Bir gün o sarayda işlerine gelmeyen bir şahsiyet yaşamak isterse o vakit Türkiye muahedata [antlaşmalara], ekalliyet hukuklarına [azınlık haklarına] riayet etmedi diye ona da buyur dışarı! diyebilecekler ve onların bu kararlarını daha bugünden o sefil murahhaslar imzalayacaklardı!..
LinkedIn tarafından öneriliyor
Güzel İzmir’imiz Yunan askeri idaresine veriliyor. Yunan istediği zaman yani Yunan Teselya’da, Girit’te, Rumeli’de yaptığı gibi oradaki Türkleri imha ettiği zaman İzmir ahalisi doğrudan doğruya Yunanistan’a ilhak edilmelerini talep edecekler. Ve bu İzmir’imizin ziyaı, oradaki Türklerin katledileceği keyfiyetini daha o murahhaslar titremeden imza ediyorlardı.
Berlin muahedesi ecnebilerin Türkiye’den daimi müdahalelerini kesmemek için ortaya bir Ermeni meselesi atmıştı. O meseleye de bu defa yalnız bir şahsın geçici arzularıyla nihayet veriliyor. Erzurum, Trabzon, Van, Bitlis vilayetlerimizden bu Türkoğlu Türk memleketlerinden (Wilson) [Thomas Woodrow Wilson] istediği parçaları Ermenilere verebilecekti. Fakat mesele yine bitmiş olmayacaktı. Berlin muahedesi bir Ermenistan kapısı açmıştı. Bu defa o kapı bizi ezerek bile kapanamazdı. Sevr muahedesi de daimi müdahaleye (Kürdistan) kapısını açıyordu. Bu Türkiye’nin gözü önünde daimi bir korkuluk olacağı ve istedikleri zaman onu ellerinde bize karşı sallayacaklardı. Bu suretle kesilip biçilen Türkiye’miz yine rahat bırakılmıyor. Muahedeye ilave edilen itilaflarla nüfuz mıntıkalarına taksim ediliyordu. Bu memleket bizden başka herkesin oluyordu.
Hâkimiyet-i Milliye, 11 Ağustos 1921, No: 261, s. 1, sütun: 6