Tarım ve gıdada üretim fazlası
Daha fazla üretip, daha fazla satmaya çalışıyoruz. Hep daha fazla. Ve bu böyle devam ediyor. Satılacacak birşey kalmayıncaya yada birkaç kaleme ininceye kadar.
Sattığımızla aynı geçimi sağlamak ve mevcut olan standardı korumak için daha fazla üretip, daha fazla çalışıyoruz. Ve arkasına sığındığımız argümanlar.
Gemilerle, uçaklarla tüm dünyayı dolaşan yem hammaddeleri, canlı yada dondurulmuş işlenmiş yada işlenmemiz ürünler.
İhtiyaç fazlası süt tozunun satıldığı Afrika ülkesinde ekstansif şartlarda düşük verime rağmen güzelce devam eden süt piyasasının altüst edilmesi. Binlerce yıldır yaşadıkları bölgeleri terketmek zorunda kalan çiftçiler. Burada bozulan dengelerin başka kıtalara farklı şekilde yansıması.
Bazı ürünler dışında tarımsal üretimde bir sınırlandırılmaya gidilmesi gerekli. Ancak küresel dengeler, büyük şirketler, oluşmuş üretim zincirleri buna engel. Burada yapılacak tek şey ülkelerin kendi tarım politiklarına çeki düzen vermesi, tarımın bir üretim kolu olarak görülmesinden çok sosyal boyutunun gözardı edilmemesi, mevcut imkanlarla kendine yetebilmenin en ideal yol olarak görülmesi gerekir. Bazı ülkelerdeki bazı ürünler ve bazı üretim kolları hariç.
Daha sık cep telefonu değiştirebilmemiz, her yeni çıkan ürünü ihtiyaç olup olmadığını düşünmeden alabilmemiz için beslenmeye harcanan paranın daha az, yani birim miktarın olması gereken değerin altında satılması ve daha ucuza maledilmesi gerekiyor. Buna ulaşılırken dünyanın bir yerlerinde sürekli olarak hem doğa, hemde insanların yaşam alanları tahrip ediliyor.
Gidişatın bu şekilde olması, bunu böyle devam etmesi anlamına gelmemeli. Kendi sonumuzu hazirliyoruz...
Inanc A.