Öngörülemeyen Fiziksel Koşullardan Kaynaklanan Değişiklik Talebi
Proje Yönetim teknikleri ve örnekler için Sözleşme ve Proje Yönetimi, İnşaat Sigortası, Master Plan Raporu kitabımdan faydalanabilirsiniz.

Öngörülemeyen Fiziksel Koşullardan Kaynaklanan Değişiklik Talebi

İnşaat projeleri dikkatli planlama ve uygulama gerektirir. Ancak titiz planlamaya rağmen öngörülemeyen fiziksel koşullar en iyi organize edilmiş inşaat projelerini bile aksatabilir. Bu beklenmedik koşullar, jeolojik anormallikler, çevresel zorluklar ve yapısal sorunlar dahil olmak üzere çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir ve bu beklenmedik aksaklıkları yönetmek için inşaat sektörü değişiklik taleplerine güvenir.

Değişiklik talebi, ilk proje planlama aşamasında öngörülmeyen veya öngörülemeyen koşullar nedeniyle orijinal sözleşmede değişiklik yapılmasına yönelik resmi bir taleptir.

Değişiklik talepleri, bir projede yer alan tarafların, Sözleşmenin imzalandığı sırada öngörülmeyen ve/veya öngörülemeyen koşullara uyum sağlamaları için yapılandırılmış bir sistem sunar. Bu talepler proje kapsamında, bütçede veya zaman çizelgesinde gerekli düzenlemelerin yapılmasına olanak sağlar. Bunlar genellikle yükleniciler veya alt yükleniciler tarafından, sözleşmenin formülasyonu sırasında makul olarak öngörülmeyen veya öngörülemeyen koşullarla veya kontrol edemeyecekleri zorluklarla karşılaştıklarında başlatılır.

Öngörülemeyen fiziksel koşullar, çok çeşitli beklenmeyen olay veya koşulları kapsayabilir ve bir projenin teslimini ve başarısını tehlikeye atma potansiyeline sahiptir. Bu koşulların derhal ve adil bir şekilde ele alınması, proje gecikmelerini, mali sıkıntıları ve ilgili taraflar arasındaki anlaşmazlıkları önlemek için çok önemlidir.

Yaygın Öngörülemeyen Fiziksel Koşulların başında genelde üç temel sorun yatar:

Jeolojik Faktörler: Beklenmeyen zemin (özellikle yeraltı) koşulları, kazı ve temel çalışmalarında önemli zorluklar yaratabilir. Örnekler arasında beklenmedik bir şekilde karşılaşılan kaya oluşumları veya dengesiz topraklar yer alır ve bu durum orijinal proje planlarında değişiklik yapılmasını gerektirir.

Yapısal Zorluklar: Sıfırdan yapma, yenileme (renovasyon) veya güçlendirme projeleri sırasında mevcut binalarda veya yapılarda beklenmeyen yapısal sorunlar ortaya çıkabilir. Bu zorluklar arasında standartların altında malzemeler kullanımı veya başlangıçta beklenmeyen yapısal onarımlar veya değiştirmeler gerektirebilecek yapısal eksiklikler, gizli korozyon ve izolasyon vb. sorunları bulunabilir.

Çevresel Sorunlar: İnşaat sırasında toprak kirliliği, nükleer atıklar, ekolojik kaygılar ve olumsuz hava koşulları gibi çevresel sorunlar ortaya çıkabilir. Bu koşullar, proje uyumluluğunu ve güvenliğini sağlamak için ek güvenlik önlemleri, çevresel iyileştirme veya tasarım değişiklikleri gerektirebilir.


Sözleşme Kapsamı ve Önemi

İnşaat sözleşmeleri, öngörülemeyen fiziksel koşullardan kaynaklanan değişiklik taleplerinin yönetilmesinde önemli bir rol oynar. Bir projeye başlamadan önce bu sözleşmeleri iyice gözden geçirmek ve değişikliklere ilişkin hükümlerini anlamak çok önemlidir. Bu hükümler, öngörülemeyen koşulların ele alınmasına yönelik süreçleri, sorumlulukları ve takip edilmesi gereken sistemleri özetlemektedir.

Sözleşmeler genellikle değişiklik taleplerinin nasıl ele alınması gerektiğini belirleyen belirli maddeler içerir. Bu maddeler bildirime ilişkin zaman çizelgelerini, dokümantasyon gerekliliklerini (düzenli günlük raporlar) ve ilgili tarafların sorumluluklarını ayrıntılı olarak açıklar. Bu sözleşme hükümlerine uymak, öngörülemeyen fiziksel koşulların ele alınmasına yönelik sorunsuz bir süreç sağlamak için esastır.


Saha İncelemeleri ve Risk Değerlendirmesi

Öngörülemeyen koşulları, kapsamlı saha araştırmalarını ve riskleri proaktif bir şekilde yönetmek ve sözleşme hükümlerine uygun şekilde yapılacak değerlendirmeler önemlidir. Kapsamlı saha incelemeleri yapmak, potansiyel zorlukların büyümeden önce belirlenmesine yardımcı olur ve risk değerlendirmeleri, proje paydaşlarının bu koşulların olasılığını ve etkisini ölçmesine olanak tanır.

Detaylı saha incelemeleri genellikle projenin niteliğine bağlı olarak jeolojik çalışmalar, toprak testleri, yapısal testler, malzeme testleri, çevresel araştırmalar, ve diğer ilgili değerlendirmeleri içerir. Bu araştırmalardan toplanan bilgiler, uygun proje planlarının hazırlanmasına ve risklerin azaltılmasına yardımcı olur.

Risk değerlendirmeleri belirlenen sorunlara bir risk derecelendirmesi atayarak proje ekiplerinin öngörülemeyen koşulları ele almak için kaynakları önceliklendirmesine ve tahsis etmesine yardımcı olur. Bu proaktif yaklaşım, koşulların etkisini önemli ölçüde azaltabilir ve değişiklik taleplerini gönderme sürecini kolaylaştırır.


Bildirim ve Dokümantasyon

Öngörülemeyen fiziksel koşulları ele alma süreci, ilgili tarafların bilgilendirilmesi ve durumun ve bunun proje üzerindeki etkisinin kapsamlı bir şekilde belgelenmesiyle başlar. Anlaşmazlıkları ve yanlış anlamaları önlemek için zamanında ve doğru iletişim çok önemlidir.


Değişiklik Talebi Hazırlama ve Sunum

Bir değişiklik talebinin hazırlanması, genellikle aşağıdaki adımları içeren sistematik bir süreçtir:

  • Tanımlama: Öngörülemeyen durumu ve bunun proje üzerindeki etkisini açıkça tanımlamak gerekir. Bu, koşulun ne zaman farkedildiğinin ve projeyi nasıl etkilediğinin anlaşılmasını içerir.
  • Niceliklendirme: Durumun mali ve zaman etkilerini değerlendirmek ve projenin bütçesini ve zamanlamasını nasıl değiştirdiğine dair bir tahminde bulunmak ve bu ispat etmek önemlidir.
  • Dokümantasyon: Öngörülemeyen durumla ilgili tüm belgeleri derlenmelidir. Buna saha inceleme raporları, görseller, risk değerlendirmeleri, her türlü yazışmalar ve durumla ilgili toplantı tutanakları dahildir.
  • Maliyet Tahminleri: Malzeme, işçilik, ekipman ve diğer ilgili maliyetleri dikkate alarak gerekli değişiklikler için ayrıntılı maliyet tahminlerinde bulunmak ve bunları ispat etmek önemlidir.
  • Uyumluluk: Değişiklik talebinin, gönderim zaman çizelgeleri ve özel prosedür yönergeleri de dahil olmak üzere sözleşmenin gerekliliklerine uygun olduğundan emin olmak gerekir. Bu noktada bir hukuk müşavirinin devrede olması her zaman olumludur.


Yüklenicinin Sorumlulukları

Yükleniciler, öngörülemeyen fiziksel koşulların ele alınmasında ve değişiklik taleplerinin yönetilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu süreçte çeşitli sorumlulukları vardır:

  • Hızlı Bildirim: Yükleniciler, değişiklik talebine yol açabilecek öngörülemeyen koşullar hakkında mal sahibini ve diğer ilgili tarafları derhal bilgilendirmelidir. Şeffaflık ve zamanında iletişim kritik öneme sahiptir.
  • Etki Azaltma Önlemleri: Yükleniciler, ayrıntılı maliyet tahminleri ve olası program ayarlamaları da dahil olmak üzere, konuyu ele almak için uygun etki azaltma önlemlerini teklif etmelidir. Bu önlemler öngörülemeyen durumun etkisini en aza indirmeyi amaçlamaktadır.
  • Belgeleme: Yükleniciler, keşfedildiği andan çözümüne kadar öngörülemeyen durumun tüm yönleri belgelemelidirler. Bu belge, değişiklik iddiasının temelini oluşturur.


Mal sahibi/İşveren’in Yanıtı ve Değerlendirmesi

Sahipler genellikle değişiklik taleplerini değerlendirmek ve bunlara yanıt vermekten sorumludurlar. Bu değerlendirme yüklenicinin belgelerinin incelenmesini, bağımsız değerlendirmelerin yapılmasını ve ilgili alanlardaki uzmanlara danışılmasını içerebilir.

Talebin meşruiyetinin değerlendirilmesi yaşanan en sorunlu süreçtir. Mal sahipleri/İşverenler, değişiklik iddiasının geçerli olup olmadığını ve öngörülemeyen durumun gerçekten öngörülemez olup olmadığını değerlendirmelidir. Bu değerlendirme çoğu zaman ilgili tüm proje belgelerinin dikkatli bir şekilde incelenmesini gerektirir.

Etkinin değerlendirmesi sorunun anlaşılabilir olmasını kolaylaştırması bakımından önemli bir süreçtir. Taraflar, hak talebinin proje üzerindeki mali ve zamanlama etkisini belirler. Bu, değişikliklerin maliyetinin hesaplanmasını ve bunların genel proje programını nasıl etkileyeceğini değerlendirmeyi içerir.


Müzakere ve Uyuşmazlık Çözümü

Mal sahibi/İşveren tarafından değişiklik talebinin değerlendirilmesinden sonra adil bir çözüme ulaşmak için görüşmelere başlanır. Müzakere stratejileri genellikle yüklenicinin tazminat ihtiyacı ile mal sahibi/işverenin proje maliyet artışlarını sınırlama isteği arasında bir denge bulmaya odaklanır.

Müzakerelerden tatmin edici bir sonuç alınamazsa, sözleşmede belirtilen uyuşmazlık çözüm mekanizmaları devreye girer. Bu mekanizmalar tahkim, arabuluculuk veya diğer alternatif uyuşmazlık çözümü biçimlerini içerir. Çözüm yönteminin seçimi nihai sonucu önemli ölçüde etkileyebilir ve ilgili tüm taraflarca dikkatle değerlendirilmelidir.

İnşaat sektörü, değişiklik taleplerinin öneminin farkında olarak ve öngörülemeyen koşulları adil ve şeffaf bir şekilde ele alarak riskleri daha iyi yönetebilir ve başarılı projeler sunabilir. Değişiklik taleplerinin doğru yönetimi, inşaat projelerinin beklenmedik zorluklar karşısında uyum sağlamasını ve başarılı olmasını sağlar ve sonuçta inşaat sürecine dahil olan tüm paydaşlara fayda sağlar.

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Selim Rıdvan GÜNGÖR, P.E. adlı yazarın diğer makaleleri

Diğer görüntülenenler