Whistleblowing
Whistleblowing kavramını daha önce duymuş muydunuz? Bu kavram uzun yıllardır literatürde tartışılmaktadır.
Whistleblowing, örgüt içerisinde etik olmayan davranışların, örgüt üyeleri tarafından açığa çıkarılması olarak tanımlanabilir. Kurumsal gizliliğe aykırı fakat meşru bir eylemdir.
İngilizce’de “ıslık çalma” anlamında kullanılmaktadır. Kelime anlamının ortaya çıkışında bir İngiliz polisinin suç işleme eğilimi olan bir kişinin uyarılması amacıyla ıslık çalması yatmaktadır. Bu nedenle etik dışı ve yasal olmayan davranışlarda bulunanların, bir ıslık ile engellenmeye çalışılması, bu kavramın temelini oluşturmaktadır. Kavramın, Türkçe’de ise tam karşılığı bulunmamaktadır ancak olumsuz anlamından sıyırarak ‘’bilgiyi dışarı uçurmak’’ olarak tanımlayabiliriz.
Bilgiyi dışarı uçuran kişiye ise ‘’whistleblower’’ denmektedir. Whistleblower olarak adlandırılan kişi, etik sorunun çözümü konusunda kurumsal imkânların tükendiği noktada son çare olarak, kendisine yasaları ve etik değerleri temel alarak, ortak adalet anlayışını gerçekleştirmek üzere, kurumdaki sorunu dışa vurur. Bu yola ancak kurum içinde sonuç getirecek tüm yasal yollar denenip tüketildikten sonra, son çare olarak başvurur.
Burada önemli bir noktaya temas etmek gerekir dışarı uçurulan her bilgi ‘’whistleblowing’’ olarak adlandırılmamaktadır. Whistleblowing, etkisi bireysel düzeyde olan olayları (mobbing, yıldırma vb.) değil, halkın sağlığını, güvenliğini ve özgürlüğünü tehlikeye atan, yasal olmayan ve israfa sebebiyet veren yönetim faaliyetlerini duyurmaktır.
Aşağıdaki görsel 2002 yılında Time Dergisi ‘nin yılın insanı seçtiği üç kadın yer almaktadır. Bu üç kadının ortak noktası ne mi?
Tabii ki de ‘’whistleblower’’ olmaları.
LinkedIn tarafından öneriliyor
Yukarıda kısaca nasıl whistleblower olduklarından bahsedildi ancak dergideki yazıları incelemek isterseniz buraya tıklamanız yeterli.
Bu üç insanın yukarıdaki eylemleri sonrası hayatları incelendiğinde örgütteki yanlış uygulamaları açığa çıkarmanın hem çok kolay olmadığını hem de ciddi sonuçlar doğurabileceğini görürüz. Bu durumun üstesinden de ancak kişilerinin gizliliklerinin korunup, bilgilerini deşifre etmeyerek gelinebilir.
Araştırma sırasında dikkatimi çeken bir diğer nokta ise; Birleşik Krallık ’ın resmi kamu sektörü web sitesinde bu kavram için ayrı bir bilgilendirme sayfası açtığını gördüm. Ki bu da kavramın kültürlerinde aslında ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu gösteriyor. İncelemek isterseniz buraya tıklamanız yeterli.
Kaynakça
Aktan, C. C. (2015). Organizasyonlarda yanlış uygulamalara karşı bir sivil erdem, ahlaki tepki ve vijdani red davranışı: Whistleblowing. Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 7(2), 19-36.
Özler, D. E., ÖZLER, D. E., Giderler, M. D. Ş. V. C., ŞAHİN, M. D., & ATALAY, C. G. (2010). Teorik bir çerçevede whistleblowing-etik ilişkisi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(2), 169-194.
Süleyman, U., & Yelgen, E. (2015). Bilgi ifşasi (whistleblowing) ve denetim. Journal of Management and Economics Research, 13(1), 85-106.