Yavaş yavaş acele et
Yaşamlarımızda sakin kalmaya ve stresi yönetmeye çalışarak sorumluluk almak, işlerimize ve hedeflerimize odaklanmak dengeli olmayı sağlar. Esas konu sağlıklı olmak, psikolojinin iyi olmasına çalışmaktır. Bazen zıt gibi görünen bir davranış eylemi, bütünleştirici olabilir. Bazen yürüyüş yaparken çalıştığınız ortamdaki uyumsuzluğu çözecek yeni bir bakış açısı geliştirir insan, hiç bir zaman geriye doğru adım atamazsın. İleri, ilerlemeye ve düşüncelerin gelişimine doğru yol alırsın. Bazen denizi seyrederken, denizin dalgaları ile zihin dalgaların bir anda uyumlanabilir, zihnindeki karmaşıklığı düzenleyerek bir sonraki işine daha net, daha istekli başlayabilirsin. İnsanın konuşabileceği, sadece "anlıyorum" ya da "haklısın" demeyen, dinlemeyi bilen bir arkadaş ilaç gibi gelir. Kısa bir seyahat, farklı bir ortam, yeni bir şey öğrenmek, insanı aslında düşüncelerinden uzaklaştırmaz, sadece başka bir pencereden bakabilmesi için sakinlik sağlar.
Neticede, severek yaptığımız işlerimiz, severek sırtlandığımız sorumluluklarımız var. Zor olsa da biz üstesinden geliriz deyişimiz var. Mücadele etmek, amaç belirlemek ve yol haritası planlamak doğal yönümüz. Bu kuvvetli yönü bilip, kendini iyi hissetmek güzel. Bu kuvvetli yönü bilip, kendini iyi hissetmekten kaçınmak ise sıkıntılı. Yaşam devam ederken, çözemediğimiz hususların etrafında fazla durmamak, ruh sağlığımız için gerekli. Bu sebeple oksijen maskesini önce kendine takmak, sonra yanındakilere yardım edebilme gücünü sağlar. Yavaş yavaş acele etmek gibi (Festina Lente). İnsan önce kendine, sonra başkalarına yardım edebilir. Ben söküğümü dikemezsem kime fayda edebilirim ki?
Hem özel hem iş yaşamlarımızla ilgili bir çok örnek vardır. Mesela iş yaşamında, çok yüksek performanslı bir kişi, stresine yenik düştüğünde sessiz kalıp çalışmamayı tercih edebilir, bu durumda performansı dengesiz algılanabilir. Oysa bu kişinin stresine etki eden veyahut edebilecek etkenlerin, nedenlerin ya da mevcut durumun değerlendirmesi yapılsa ve bu kişi konu ile ilgili geribildirim alsa, performansın önündeki engelin farkına varabilir. Maalesef, bu durumun farkında olmayan kurumlar insan kaynaklarını verimli yönetememekte ve sürdürülebilirliği sağlayamamaktadırlar.