Yeni dünyada genç yetenekleri neler bekliyor?
Pandemiyle birlikte tüm dünyayı etkisi alan belirsizliğin, uzaktan eğitime devam eden ve kariyerine adım atmaya hazırlanan genç arkadaşlarımızı kaygılandırdığını gözlemliyorum. Bu aslında oldukça doğal bir durum. Öte yandan yeni çalışma düzenine uyum sağlayan, bu düzeninin gerektirdiği yetkinliklere sahip arkadaşlarımızın bu süreci rahatlıkla geçireceğini düşünüyorum. Peki genç arkadaşlarımız kariyer yolculuklarına nasıl hazırlanmalı, hangi yetkinlikleri kazanmalı? Yeni dünyada hangi konulara ağırlık verilmeli? Gelin birlikte göz atalım.
Staj, deneyim kazandırır!
Okulun son yılında staj programları ya da yarı zamanlı işlerle yavaş yavaş iş hayatına adım atmak oldukça önemli. Bu tür deneyimler hem iş hayatını tanıma imkanı veriyor hem de mezuniyet sonrası tam zamanlı iş bulma olasılığını artırıyor. Araştırmalar, mezun olur olmaz bir işe yerleşen adayların kariyer yolculukları boyunca daha az işsiz kaldıklarını ortaya koyuyor.
Gelişime ve değişime açık olun!
İşe değer katmak, işi iyileştirmek için adım atmak, proje geliştirmek genç yeteneklerin fark yaratmasını sağlayacak kritik konular olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada risk almak, konfor alanının dışına çıkmak ve sorumluluk alarak zor görünen kararları vermek önemli bir fırsat da yaratıyor. Değişen çalışma düzeni, yeni iş dalları ve gelişen teknolojiyle artık değişime açık olmak, birkaç farklı meslek deneyimlemek hem önemli hem de eskiye göre daha kolay. Bu noktada genç arkadaşlarımız hayal kurmanın gücüyle vizyonlarını geliştirebilir ve kendilerine yeni yollar çizebilirler.
Olumlu yönünden bakmayı öğrenin!
Pandemiyle birlikte giderek artan dijitalleşme, yeni çalışma düzeni gibi küresel trendlere hem bireysel açıdan hem de kurumların bu sürece ayak uydurması açısından hayati bir öneme sahip. Sadece kişiler ve kurumlar değil, ülkeler de bu dönüşüme ayak uydurarak geleceğe yürüyecek. Bu değişime ayak uydurabilmek için öncelikle bunu bir yolculuk gibi görebilmek, bu yolculukta kendimize ana hedefler belirlemek, bu hedeflere doğru ilerlerken de yolun tadını çıkarmak oldukça önemli. Kariyer yolculuğumuz sırasında elbette ki istihdam sorunu, gelecek kaygısı, küresel sorunlar vb. birçok sorun karşımıza çıkacak. Bu noktada esnek olmak, olaylara olumlu yönünden bakmaya çalışmak yolculuğun devamlılığını sağlayabilme gücü veren önemli bir nokta.
Problem çözme yeteneği ve dijitalleşmeyle birlikte öne çıkacak yetkinlikler…
Tüm dünyayı etkisi altına alan teknolojik dönüşüme elbette yetkinliklerimizi de uyarlamak zorundayız. İş yapış biçimleri, iş süreçleri, üretimden pazarlamaya değişen yöntemler, çalışma düzenimizde karşımıza çıkan köklü değişikliklere nasıl adapte olacağız? IOT (nesnelerin interneti), verinin buluta taşınması, big data, büyük verinin yorumlanması, bu verinin çalışanla ya da müşteriyle ilgili iç görü sunması, işlerin bir kısmının robotların yapacağı, robot teknolojileriyle beyaz yakalı çalışanın rutin işlerini yapay zekanın yapacağı, makine öğrenmesi gibi konulara nasıl hazırlıklı olacağız? Acaba otomasyonla beraber işleri kaybedecek miyiz? İstihdam kaybı olacak mı?
McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre dijitalleşmeyle birlikte 7,6 milyon iş kaybı olacak ve yeni işlere dönüşecek. Bununla beraber yeni teknolojiler bugün adını ya da ne yapacağını bilemediğimiz 8.9 milyon yeni iş ortaya çıkaracak. Bu noktada bardağa dolu tarafından bakmak oldukça önemli. Dijitalleşmeyle beraber rutin işler robotlara geçecek, böylece yetkinliklerimizi, bilgi, beceri ve yaratıcılığımızı kullanabileceğimiz işlere odaklanma fırsatı bulacağız. Aynı araştırmaya göre 5,6 milyon kişinin dijitalleşmeyle birlikte farklı yetkinlikler kazanması gerekecek. Somut, ölçülebilir becerilerimizin yanı sıra teknik birikimimizi güçlendiren yetkinliklerimizi de güncellemek durumundayız.
World Economic Forum’un en son yayınladığı Future of Jobs raporuna göre öne çıkacak yetkinliklerin başında problem çözme yeteneği gelecek. İçinde bulunduğumuz dünyada, iş hayatında, günlük yaşamda veya toplumda karşımıza çıkan problemlere çözüm geliştirme becerisine sahip olmak, analitik düşünmek oldukça önemli. İşe alımlarda neden sonuç ilişkisini iyi kurabilen, analitik düşünce yeteneği yüksek adaylar bir adım öne çıkacak. Bu noktada yanlış bir kanıya da değinmeden geçmek istemiyorum. Analitik düşünmenin ne yazık ki sadece mühendislere özgü olduğuna dair son derece yanlış bulduğum bir kanıya denk geliyorum. Analitik düşünme herkesin kazanabileceği bir beceri. Analitik düşünüp problemlere çözüm yaratırken yaratıcılığınızı kullanmak, yenilik yapmak, inovasyon becerisi, bunu yaparken yeni teknolojileri kullanmak, fark yaratmanızı sağlayacak.
Öğrenmenin gücünü keşfedin!
Öne çıkacak yetkinliklerden bir diğeri de özellikle de içinde bulunduğumuz yeni çalışma düzeninde herkesin sahip olması gereken bir yetkinlik olan özyönetim. Özellikle de uzaktan çalışma döneminde öneminin daha fazla anlaşıldığı özyönetim ile işlerimizi ve zamanımızı yönetmeyi, özdisiplini sağlamayı öğrenmeliyiz. Bu noktada öne çıkan kavramlardan biri de hayat boyu öğrenme ve yeniden öğrenme. Sadece eğitim hayatı boyunca değil, yaşamımızın her döneminde öğrenmeye açık olmak hayati bir öneme sahip. Öğrenmenin sınırı olmadığını göz ardı etmemek gerek.
Kurduğumuz ilişkileri, insanların üzerinde bıraktığımız etkiyi, geliştirdiğimiz iş birliklerini, liderlik stilimizi farklı yönleriyle gözden geçirmeli ve öğrenmeyi bir yaşam tarzı haline getirmeliyiz. Bu noktada çalışanlarının gelişimine katkı sağlayan, onları öğrenmeye teşvik eden organizasyonlar da parlayacak. Örneğin Borusan Grubu’nda 70-20-10 yöntemiyle öğrenmeyi teşvik ediyoruz. Öğrenmeyi, %100 olarak aldığımızda %10’u sınıf öğrenmesi, yüzde 20’si sosyal öğrenme ve birbirinden öğrenme, %70’i ise bireysel öğrenmeden oluşuyor. Bireysel öğrenme kısmında dijital kaynaklardan öğrenmek, her gün Youtube’da video izlemek, online eğitimlere katılmak olarak tanımlanabilir. Bilgi kaynaklarının neredeyse sınırsız ve bilgiye erişimin çok kolay olduğu dünyada öğrenme konusunda kendimizi motive etmek, istekli olmak tek ihtiyacımız olan şey aslında. Kendimizi bu yeni dünya düzenine hazırlamak için de en önemli şartlardan da biri aynı zamanda.
Çevrenize duyarlı olun ve kendi yol haritanızı belirleyin!
Kendimizi geliştirmek, yeni yetkinlikler kazanmanın yanı sıra toplumsal ve küresel meselelere ilgili olmak da çok önemli. İklim değişikliği, her anlamda artan eşitsizlikler, şehirleşme sorunları, inovasyon, teknoloji gibi konular, şeffaflık talepleri, daha fazla demokratik olma talepleri gibi konular riskli olmasına rağmen aynı zamanda önemli fırsatlar da sunuyor. Genç arkadaşlarımızın bu fırsatları görüp daha iyi bir dünya için yaratıcı güçlerini kullanarak yetkinliklerini bunlara göre geliştirmeye çalışmaları önemli. Bu noktada “Bireysel olarak ne yapabilirim ki? Hiçbir şeyi değiştiremem” gibi sorulara geçit vermemek gerektiğini düşünüyorum. Dünyamıza bireysel bir katkı sunmak, çözümün bir parçası olmak çok önemli. Bu noktada genç yaşına rağmen iklim krizi mücadelesiyle tüm dünyada cesaretin ve umudun simgesi olarak Greta Thunberg’i hatırlamakta fayda var.
Öne çıkan bu yetkinliklerin yanı sıra genç arkadaşlarımızın yeni dünyaya ve geleceğe hazırlanırken önce kendilerine bir yol haritalarını gerektiğini de atlamamak lazım. Ne yöne, ne amaçla gideceğini bilmek atılacak adımları kolaylaştıran ve kaygı seviyesini düşüren önemli bir etken. Hedeflere ulaşmak, ciddi bir mücadele gerektiriyor, bu mücadele dolu yolculukta atılan her adımda konfor alanından çıkmak beraberinde kaygıyı getirse de bunu zor bir süreç gibi görmek yerine yolculuğu keyifli hale getirmek, potansiyeli açığa çıkarmak için bir fırsat yaratıyor aslında, bu durumun gelişimi de beraberinde getireceğine inancım tam.
Yeni çalışma düzeni ve değişen beklentiler şirketlere nasıl yansıyacak?
2020 yılının neredeyse tamamında dünya gündemini meşgul eden pandeminin bazı konularda önemli olumlu katkıları olduğunu inkar edemeyiz. İşin bağlamını değiştiren pandemiyle birlikte mesai saatlerimiz, çalışma ortamlarımız değişti. Son 5 yıldır insan kaynakları departmanlarının ve profesyonellerinin gündeminde yer bulan çeviklik kavramı, pandemiyle birlikte daha da ön plana çıkmaya başladı. Yeni jenerasyonun çalışma hayatından beklentileri arasında yer alan esnek çalışma saatleri, mekandan bağımsız çalışma tarzları yaygınlaşmaya başladı. Organizasyonlar yalınlaşmaya, esnekleşmeye başladı. Ofisler de bu değişimden etkilendi hiç şüphesiz ki. Artık günümüz ofislerinde masalar herkesin ortak kullanacağı şekilde güncelleniyor. Gençler, bu değişime ayak uyduran şirketleri öncelikli olarak tercih edecek.
Biz de Borusan Grubu’nda stratejik odak alanı olarak çeşitliliği ve kapsayıcılığı gözeten, zamandan ve mekandan bağımsız, verimli, anlamlı ve ilham veren çalışma ortamları yaratmayı öncelik alanı olarak belirledik. Dijital altyapımız, çalışma ortamlarımız ve organizasyonlarımız gibi fiziki faktörleri ve organizasyonumuz içindeki ilişkileri, çalışma arkadaşlarımızın birbirleriyle ya da yöneticileriyle ilişkilerini, çalışma arkadaşlarımızın bütünsel iyiliği (wellness uygulamaları) için yan haklar politikalarımızı, çalışan bağlılığı çalışmalarımızı, kurum kültürümüzü ve liderlik modellerimizi değişen dünyaya adapte ettik. En yeteneklileri kendine çekmek isteyen her organizasyon zaman kaybetmeden bu dönüşüm yolculuğuna adım atmak durumunda.
Bizde hizmet nimettir .”Başın düşerse dara ,Necmi Kocaman’ı ara”
3y👏👏👏
Head of Digital Enterprise Technologies & Services
3yBen de naçizane çok kitap okumalarını tavsiye ederim.