10 Yaş Genç Olsaydım - Bölüm #1 İngilizceyi Tam Anlamıyla Öğrenirdim

10 Yaş Genç Olsaydım - Bölüm #1 İngilizceyi Tam Anlamıyla Öğrenirdim

Çoğumuzun şöyle bir anısı vardır. Bir mülakata gireriz, çok istediğimiz bir iştir. Görüşmede her şey yolunda gider ve görüşmenin sonlarına doğru geldiğimizde içimizden deriz ki umarım İngilizce bir şey sormazlar ve tam da o anda karşı taraftan şöyle bir şey gelir. Buraya kadar her şey çok güzeldi bir de İngilizcenizi ölçelim mi? Siz bir şey demeye kalkmadan “Let’s continue in English”. İşte tam olarak bu noktada kalıyordum. Evet, evet karşımdaki işe alımcının yüzüne bakarak kalıyordum. Ve on da ne diyebileceğimi düşünüp aklıma gelen ilk cümleler; ben Tuna, nerede yaşıyorum, ne okuyorum, annem ve babam ne iş yapıyor, bir erkek kardeşim var ve bir de hobilerimden bir iki cümle bahsedip devamını getiremiyordum. Kariyerimin başında bu benim için büyük bir engeldi ve güzel fırsatlardan İngilizcemin yetersiz olmasından dolayı faydalanamadım.

Hadi gelin biraz sizleri benim çocukluğuma götüreyim. Annem ve babam çalıştığı için çok erken yaşta kreşe başlamışım. Bu erken cidden erken. Bana söylenene göre 2.5 - 3 yaşlarında tutmuşum kreş yollarını. O dönemlerde yıl 1995 civarı, zaten sayıları sayılı olan kreşlerde bir İngilizce furyası var ve yine söylenenlere göre orada İngilizce kelimeler öğrenmeye başlamışım. Türkçe olarak yeni yeni ağzımdan kelimeler çıkarken İngilizce şeyleri de söylemeye erken başlamam bizimkilere göre gurur kaynağı. Bazen diyorum da çok erken yaşta başlamışım herhalde ki ondan bu kadar zorlanıyorum. Bu yılları geçecek olursak birçok kişi ben de ilk kez ilk okulda 4. sınıfta İngilizce ile tanıştım diyebilirim. O güne kadar karnesinde bir tane bile 4 olmayan ben ilk 5 harici notunu da İngilizce ile tatma şerefinde bulundum. İlk okul sonuna kadar her kim ne kadar öğrendiyse bende o kadar öğrendiğimi hatırlıyorum. Benim için her zaman ikinci planda kalan bir ders olmasının belki de en büyük nedeni tamamen ilk okul sonundaki lise sınavlarına hazırlanmam ve diğer derslerden hiç sıra gelmemesiydi. Bu sadece ben değil etrafımdaki bütün arkadaşlarım içinde öyleydi.

Lise döneminde ise Anadolu lisesinde okumanın avantajlarından biri olarak lisenin 1. sınıfında haftada 10 saat ile hayatımda belki de ilk kez İngilizce öğrenmeye başladım. O dönemlerde dinlediğim grupların genellikle İngilizce şarkılar söylemesi, günümün çoğunun da İngilizce ile geçmesi sayesinde biraz ilgimi çekmeye başladı diyebilirim. Bu durum 10. sınıfta derslerin yoğunluğunun artması ile birlikte giderek azalmaya başladı. Eğer ki 10. sınıf sonunda bölüm seçerken yabancı dil seçmiyorsanız İngilizce ile olan bağınız neredeyse kopma noktasına geliyor. Bunun belki de en büyük nedeni lisenin son 2 yılının tamamen üniversite sınavlarına hazırlık ile geçmesi diyebilirim.

Lise sonrası sıra üniversite geliyor ve yaşım artık 18. Üniversite tercihi yaparken dikkatimi çeken Karabük Üniversitesinde ilk kez açılacak olan %100 İngilizce bölümlerdi. Bana çok faydası olur bu sayede Üniversite mezuniyeti sonrası çok daha rahat yurt içi ve yurt dışında iş bulabilirim diye düşünmüştüm. İngilizce hazırlık olan Bilgisayar mühendisliği %100 İngilizce bölümünü kazandım. Babama göre ben hazırlık sınavını kesin atlarmışım, çünkü Anadolu lisesinde okumuşum. O işler maalesef ki öyle olmadı, sınava girmeden bile bölümde 55 kişi olacağı için hazırlık atlama sınavını ancak çok az bir kişi geçebileceğini onlar da geçerse bile üst sınıf olmadığından dolayı o kişiler için bile sınıf açılmayacağını düşünmüştüm. Düşündüğüm gibi de oldu ve bölümdeki herkes 1 yıl İngilizce hazırlık okudu. Aldığım İngilizce eğitim tam anlamıyla çok iyiydi diyebilirim. Yabancı okutmanların bile olduğu enerjik bir öğretici kadrosuyla çok kaliteli bir eğitim verildiğini düşünsem de ilk sene liseden çıkmış ve artık üniversiteliyim ben biraz rahat yaşamalı ve anın tadı çıkarmalı düşüncesiyle İngilizceyle çok fazla içli dışlı olamadım. Tiyatro ve dans gibi envai çeşit öğrenci kulüplerinde çok fazla vakit harcayarak bir nevi İngilizceyi yine 2. plana attım. Aynı yurtta kaldığım arkadaşlarımın çoğu vaktini akşamları İngilizce alt yazılı dizi ve film izlemek ile geçirirken sanırım sene başından beri en fazla onlarla 1, 2 tane film izlemişimdir. Bu sayede bile İngilizcelerini ilerlettiklerini çok sonra farketsem de benim her günüm yoğun ve dolu geçmeye devam etti. Hazırlık sınavını da sınırdan geçerek artık üniversite 1. sınıfa adım attım. İlk yıl derslerin neredeyse tamamında İngilizce eğitim aldık ve 2. döneminde epey zorlandım. Yazın Work and Travel'a gitmeyi çok istedim fakat ailemin birçok aile gibi bunu karşılayacak gücü olmadığı için gidemedim. Bunun yerine Antalya'ya bir otelde İngilizce öğrenmek amacıyla belboy hayaliyle gittim fakat 9 10 günlük komi deneyiminden sonra resmen kaçtım. :) Babamın bak kuzeninin Almancası var hemen iyi bir yerde iş buldu diyerek beni Almanca kursuna yönlendirmesi de ayrı bir ironiydi. İngilizceyi halletmeden Almanca, hadi bakalım! 1.5 sene Almanca öğrenmekle geçti bu sürede tam 3 hoca değişti ve her defasında sınıftan ayrılanlar oldu. Sözde B1 başı ama bence A2 ortası bir seviye ile kursu bitirdim. Erasmus gibi bir gerçek ile 2. sınıfta tanıştım ve gerçek anlamda ilk kez İngilizce çalışmaya başladım. Erasmus sınavlarında 60 olan barajı birinde 56 diğerinde 58 ile iki kez ıskaladım birer ve ikişer soruyla. 58 aldığım 3. sınıfta Erasmus stajına gidebilirsin, hibe vereceğiz dediler ve staj yeri aramaya başladım. Maalesef o dönem bu kadar popüler bir LinkedIn network ağı olmadığı için eldeki tüm imkanları da zorlasam bir yer bulamadım.

Bu yaşanan durumlara ek olarak üniversitede bölüm derslerini almaya başladığımız dönemden mezun olana kadar %100 İngilizce okumak yerine ancak %50 %60 seviyelerinde İngilizce okuduğumuzu söyleyebilirim. Hocalara soruları Türkçe soruyorduk, sınavlarda cevapları Türkçe giriyorduk, bazı ders notları Türkçeyi ve bazı hocalarımız da dersleri Türkçe anlatıyordu. Keşke daha fazla zorlasalar da gerçek anlamda tam anlamıyla İngilizce okusaydım diyorum bazen.

Üniversite sonrası iş hayatı başında maalesef İngilizce sorun çıkarmaya başladı ve güzel kariyer fırsatlarını son mülakatlarda kaybettiğim oldu. İngilizce öğrenmek belki de herkes için aynı değil. Sosyal becerilerim veya matematike yatkınlığım daha fazlayken bir dil öğrenirken çok fazla zorlandığımı fark ediyorum. Fakat bu hiçbir zaman bir bahane olmamalı. İş hayatında geçen uzun zamanlarda İngilizceyi aktif olarak kullanmadığım için maalesef yine geriledi. Bu aynı ilk okul ve lise sonlarına benziyor. Tamamen odağımız o an iş yapmak ve kendimizi o yönde geliştirmek ise İngilizce gibi önemli bir beceriyi arka plana atabiliyoruz. Bundan 6 ay önce kendime bir söz verdim ve 30 yaşıma girerken İngilizce ile problemim kalmayacak ve artık daha rahat iletişim kurabileceğim bir araç haline gelecek dedim.

Bu noktada herhangi bir ücret ödemeden elimden geldiğince kendimi geliştirdim. Ve bunları da sizlerle paylaşarak İngilizce ile olan imtihanınız varsa bir nebze de olsa faydalı olmasını dilerim.

Grammer için engVid videolarını kullanıyorum. Birden çok öğretici olan Youtube kanalında favori hocam Emma. Okuma için genellikle işimle ilgili ilgimi çeken içerikleri okumayı seviyorum. Bunun için favorim Sales Hacker. Teknik anlamda İngilizce geliştirmek ve yeni kelimeler öğrenmek için HubSpot'un ücretsiz akademisini önerebilirim. Online görüşmeler için ücretsiz olarak LunchclubSalesHookup ve Revgenius kullanıyorum. SalesHookup ve Revgenius genellikle satış profesyonellerinden oluşuyor fakat Lunchclub'da çok daha geniş bir havuz var birçok farklı sektörden ve ülkeden kişiyle tanışabiliyorsunuz. Böyle bir yöntemle haftada 7 - 8 saat ayırarak çok hızlı bir şekilde ilerleme kaydedebiliyorum.

Bugün öğrenmek için geç değil, 50, 60 yaşında olsak bile yeni bir dili öğrenmek mümkün ve o zaman belki de daha çok haz duyulacak bir his. Bugüne kadar neden halletmedim demek yerine acaba bundan sonra nasıl halledebilirim diyebilmek dileğiyle. Bölümle ilgili daha fazla detayı aşağıdaki Spotify üzerinden dinleyebilir veya buradan da ulaşabilirsiniz. Keyifli dinlemeler.

Thanks for the mention Tunahan 👌 Glad that SalesHookup has helped you with your English for sales!

Havva Kılıç

Volunteer | Industrial Engineer

2y

Emeğinize sağlık Tuna Bey, umarım çok keyifli bir süreç olur ✨

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Tunahan Tolga Yıldız adlı yazarın diğer makaleleri

Diğer görüntülenenler