Afrodisias’ın Fermanı: Ya Fiyatlara Uyarsın Ya Kellen Gider!
Daha sonra ise Prof. Dr. Kenan T. Erim Aphrodisias’a gelir, hayran olur ve 1961’de Aphrodisias’ta kazılara başlar. O günden beri çalışmalar devam ediyor ve bizim ömrümüzün vefa etmeyeceği bir süre daha devam edecek.
Peki tarihi nedir derseniz bu şehrin; Antik dönem Karia bölgesi sınırlarındaki bu şehir Roma Barış döneminde altın çağını yaşamış. Mermer yataklarına yakınlığı nedeniyle oldukça ihtişamlı yapılar yapılmış. Adını da aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten alıyor çünkü o dönem onun adına bu bölgede kutsal törenler yapılırmış.
Mimarlık, sanat ve heykeltıraşlık merkezi olan bu şehir şu ana kadar yapılan kazılar gösteriyor ki MÖ 4000 yıllarında kurulmuş. Tarih boyunca çeşitli isimlerle anılmış. “Assur’un yarı efsanevi kralı Ninos’tan gelen Ninoepolis, Lelegler şehri anlamına gelen Lelegpolis, Karia bölgesinde olması itibariyle Karya, Aphrodite kutsal alanın var olması sebebiyle Aphrodisias ve son olarak paganizmin çöküşü ve Hıristiyanlığın resmi devlet dini olarak kabul edilmesiyle birlikte Stavrapolis olarak anılmıştır.”
Roma İmparatoru Julius Ceasar (Sezar) Anadolu seferlerinden sonra dinlenmek için burayı tercih edermiş. Kendisinin halefi Agustus Octavianus’a da bir başkent seçecek olsa nereyi seçeceği sorulduğunda “Afrodisias’ı” diye yanıt verirmiş. Zaten bildiğiniz gibi kendisinin yönetimi devralmasıyla birlikte Roma İmparatorluğu da altın çağını yaşıyor ve dünyada tek hakim devlet oluyor. MS1ve 3. Yüzyıllar arasındaki dönemde şehide çok sayıda yapı inşa ediliyor, kültür sanat, heykeltıraşlık gibi alanlarda olukça ciddi bir gelişim yaşanıyor.
Ben 6 Ekim de bu muazzam alanı goyaladım. Kazının mimarı Thomas Kaefer 33 yıldır burada çalışıyor. Viyana’dan gelmiş. Bu sene iki yeni sütun çıkarmayı başarmışlar. Bunlar parçalar halinde kazılarda ortaya çıkıyor, ilgili parçaları özenle eşleştiriyorlar ve içinden de bir çelik boru geçirerek devrilmesini engelliyorlar.
Kendisine çevrede çıkarılan ve henüz eşleşmemiş taşları sordum, herhalde ben göremem dedi. İşleri neredeyse iğneyle kuyu kazmak. Bu alanda her sene yaz mevsiminde 30-35 öğrenci ve 60-70 kadar işçi çalışıyor. Kışları ise ekip havanın arkeolojik kazılara elverişli olmaması nedeniyle çalışmalarına ara veriyorlar.
Şehirde hamam, agora, tapınak, stadyum, 8 bin kişilik bir tiyatro/toplanma alanı, surlar, akropol, odeon günümüzde ayakta olan yapılar. Dikkat ederseniz şehirde merdiven yükseklikleri yani rıhlar oldukça yüksek 20 cmden fazla. Bu durum tüm Antik devirde ve hatta Osmanlı’da da böyledir; inmesi çıkması zor, ama sanırım inşa kolaylığı için bu yöntemi seçmişler. Oda kapıları da hep alçaktır, eğilip girilir nedense, belki bir mahremiyet ikazı! Neyse yorumlarınızı beklerim.
Alanı dolaşırken “Madison Avenue” gibi bir yoldan Palm park ve havuza çıkıyorsunuz. Havuz oldukça büyük ancak yüzmek için kullanmıyorlarmış, serinleme etkisi için bir süs havuzuymuş.
LinkedIn tarafından öneriliyor
Havuzun kenarlarında ise çok sayıda graffiti var.
Bu tünelde herhangi bir çimento ya da birleştirici bir madde kullanılmamış. Kemer kilit taşı sistemiyle yapılmış. İçinden geçerken gördük ki duvarda haç işaretleri var çünkü taşların içerisinde şeytan olduğuna inanıyorlardı ve haçların da onları koruyacağına…
Bizim pladis sponsorluğunda Geyre Vakfını destekleyerek ortaya çıkarılmasını sağladığımız alan ise “bazilika”. Bazilika aslında bir kamu binası; hem adalet sarayı hem de “AVM” olarak kullanılıyor. Plazaya doğru bakıyor. MS 1.yüzyılda inşa edilmiş, mermerleri 2 km öteden getiriyorlardı, vinçleri ve tabii yeterli zamanları ve insan gücü vardı. Bu binanın en önemli kısmı ise ön yüzünde yer alan “NARH LİSTESİ” (tavan fiyatları). Bugüne kadar Doğu Akdeniz Havzasında 40 tane benzer ferman parçaları ortaya çıktı. Ancak Afrodisias’ta metnin yarısından fazlası ortaya çıkarıldı, bu bir ilk (**).
Neler var derseniz; birinci kalite Afrika aslanından avukatlık ücretlerine, buğdaydan şalgama, hamam görevlilerinin ücretlerinden köle satış fiyatlarına kadar birçok bilgi mevcut. 1400 maddelik bu fermanın dünyadaki bu en kapsamlı versiyonu arkeolojinin yanı sıra tarih, sanat tarihi, sosyoloji ve ekonomi gibi pek çok sosyal bilim dalını ilgilendiriyor. Önümüzdeki dönemde kitaplaştırılması da planlanıyor. Zaten bana da bu cazip gelmişti; ilk olması ve ekonomi politik bir antik belge oluşu! Şunu da ekleyeyim; zamanın kralı fermanında bu azami fiyat listesine uymayanların kafasını kesmekle tehdit ediyor. Ama tarihte ve günümüzde bu listeler hiçbir zaman uzun ömürlü olamamış, ama kimsenin de kafası kesilmemiş. Sanırım bu söylemin jargonu.
Geyre Vakfına bana verdikleri bu teşekkür hatırası için bu vesileyle çok teşekkür ederim.
Tüm anlattıklarımın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Dünya tarihi ile ilgili bu kadar önemli bir şeyin bizim topraklarımızdan çıkması ve bunun dünya ile buluşmasına bir nebze de olsa katkı sağlayabilmiş olmaktan ötürü mutluyum. #mutluetmutluol.
Bu kazıların Türkiye’mizin kültür sanat iklimi için bir katkı olduğu kadar, turizm için de oldukça önemli bir fayda sağlayacağına inanıyorum.
Bu arada gezerken öğrendim ki antik kalıntıların üstü her sene yarım veya 1 cm kadar toz toprak kaplanıyormuş. Sonra düşündüm, latife olarak, bizlerin bugün yaşadığı toprakları, mesela Karacaahmet mezarlığını binlerce yıl sonra birileri gelip kazarsa ne düşünecek; muhtemelen insanlar markalara tapıyorlardı veya medeni değillerdi, çünkü mezarlarından hiçbir bulgu çıkmadı diyecekler ya da tanrılarının adı BİC’miş diyecekler. Neden derseniz, herkesin göğüs cebinde yaygın olarak bulunan ve defin esnasında kazaen mezara düşerse almaya zahmet etmeyeceği plastik kalem uzun yıllar sonra ardımızda kalan tek şey olabilir. 😊
Not: Açık kaynak niteliğindeki bu yazı yazar zikredilerek iktibas edilebilir. Telif gerektirmez.
Senior HR Professional
2yxn--OK-dga.guzel bir yer .özellikle de Rome dizisini izleyip gidince .. Aizanoi ( kutahya ) yada gezmenizi tavsiye ederim ..aynı tarz ama daha buyuleyici sanki
Data Scientist | Data Analysis | Big Data | Machine Learning | Python | SQL | Statistic | Jira | Git | Google Sheet | Teamwork | Leadership | Time Management
2yGeçmişle doğrudan temas etkileyici bir deneyim. Murat bey gibi imkanı olanlar benzeyen bir bina yaptırmayı arzular, olmayanlar hayret veren bir şaşkınlıkla takip eder, yönetme imkanı olanlar piyasayı planlar, düşünenler fiyat tavanı vb ile ilgili düşünüşler üretir... Medeniyet olmak böyle birşey herkesi farklı ya da az-çok etkiler, ama mutlaka etkiler. Roma budur.
Dc Manager - HAVI
2yAfrodisias’in kazı çalışmaları tam anlamıyla tamamlanır ise çok iddialı olabilir,Hatta Efes antik kentle yarışabilir! ikisininde en az iki kez gitim.Afrodisias’da yapı mimarisi daha keskin gün yüzüne çıkmış durumda,heleki 70 metre uzunluğundaki orta havuz muaZzam.
MD, FEBPS at Liv Hospital Vadistanbul
2ySayın Murat Ülker bey, bildiğim kadarıyla kapıların alçak yapılmasının nedeni, içeri giren kişinin içeridekine saygısını göstermek için başını eğmek zorunda kalmasıdır. Yani bir çeşit saygı gösterisi için öyle yapılıyor diye biliyorum. Ayrıca şubat ayının 28, temmuz ve ağustos aylarının 31 olma nedeni de; Julius 31 iken, Agustus 30 günmüş. Agustus'a saygı için, Julius'tan daha kısa olmasın diye şubattan bir gün alınarak ağustosa eklenmiş. Neden şubattan alınmış? Çünkü o zamanki takvimde 1 mart yılbaşı, şubat 29 yılın son günüymüş. Kısaca özetlemeye çalıştım, umarım anlaşılır olmuştur. Saygılar, sevgiler.
--
2yBilgilendimeniz sonsuz teşekkürler Murat bey sağolunuz.