BEN KİMİM
Yazın didinip çalışıyoruz, topluyoruz. Kışın oturup yazdan topladıklarımızı yiyoruz. Bu dünyada öğledir. Bu dünyada yaptıklarımızın hesabını, öldükten sonra berzah aleminde verip ve ona göre mükafatlandırılmaktayız.
Hasret, özlem, insana has özellik olan sevgiden-saygıdan gelir. Dünyada bu kavramlar üzeri güzelleşiyor.
Kişinin imtihanı sözle dile getirip amelle yaptıklarıdır. Yani uygulamadır. Eğer tutarlı ve sözüne sahip hareket ederse insan ve insanlara faydalı bir kul olur. Yoksa egosuna yenilip söylediği ile yaptığı arasında tutarsızlık olduğunda kendi kendini bitirdiği gibi yarınlarını da ipotek altına alır. Kişiliksiz ve güvensiz konuma gelir. "Mala virkera şewêtî tukes hanê neçu. Yalancının evi yandı, kimse yardıma gitmedi" sözün gereği ataların belirttiği konuma gelir. Buda tükeniştir, yok olmadır. Bizler yeryüzünün efendisi ve yaratanın yeryüzündeki vekilleriyiz. Görevimiz, adalet terazisinin dengede kalmasını gözetlemek ve mahşerde hesap sorulduğunda, bu dünyada yaptıklarımızın hesabını korkusuzca verebilmektir. Bana verilen sorumluluğu hakkaniyet ilkesi gereğince yerine getirdim demektir. Ahzab Sûresi, 72 ayette; “Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O cidden çok zalim, çok cahil bulunuyor.” buyurulmaktadır. Bu ayette geçen emanet: İnsan olarak sorumluluklarımız ve yaptıklarımızdır. Dünyanın en değerlisi ve yeryüzünün efendisi olan insan, insanca hareket ettiği zaman en evdal ve abdal kişidir. Tersi ise en zelil ve rezil konumdur. Onun için düşünerek ve tartarak hareket etmeliyiz, yarınları düşünmeliyiz.
Eğer insan ve insani olarak hareket edersek, gezegenimize huzur ve adaleti getiririz, beraberce huzur içinde yaşarız. Yoksa tersi bugün olduğu gibi huzursuzluk, adaletsizlik ve çatışma hakim olur. Bunların sebebi insanlardır. Çünkü mekanı güzelleştiren de, çirkinleştiren de insandır. Ego ile değil, akıl ve ortak fikirle hareket etmeliyiz. Başkasını suçlamadan önce kendi kendimizi sorgulamalıyız, sığaya çekmeliyiz. Yarınları ve geleceği düşleyerek bugünü değerlendirmeliyiz.
"Ax piştamin. Ah Sırtım."
"Xeyê sebrê dibe melîk e Misr e. Sabır sahibi Mısırın Meliki olur."
LinkedIn tarafından öneriliyor
İnsan, sahipli olduğu halde, niye kendini sahipsiz bırakıyor ve gerçeğinden uzaklaşıyor? İttifaksız yok olmaktır. Bu ne anlama geliyor? Bundan hangi dersi almamız gerekir? Gelecek zaman nasıl olacak; berrak mı, yoksa bulanık mı?
İnsan bazı şeylere hasret kalıyor. Hata bunlar zamanla maksada dönüşüyor.
Hayat; ihtiyaçtan kaynaklı kurallara göre analiz edilir. Buda iki yola vurgu yapıyor.
Bir; ahlaklı ve vicdanlı hareket ederek, adalet ve hakkı temel alınıp, bu dünyada iyi ve öbür dünyada ödülü cennettir.
İki; ahlak ve vicdandan uzak hareket ederek, hukuksuzluğa ve hastalığa bağlı dünya malına esir olursa, bu dünyada kötü, berzah aleminde ise cehennemi boylarsın.