Geleceği Yakalamak

Geleceği Yakalamak

Başlık biraz iddialı olmuş olabilir, haddimi aşmışta olabilirim ama bilişim sektörünün içerisinde olan herkesin bildiği veya bilmesi gereken geleceği yakalayamamanın gelecekte olmamak anlamına geldiği.

Şimdi sorsak “Sun Microsystems nerede?” diye…

ya da Grundig’i bugünün gençleri bilir mi?

Dağ gibi Nokia nispeten şanslıydı, Microsoft sağolsun…

ve Apple’ı ipten alan geleceği yakalayabilen Steve Jobs…

Hadi yerel konuşalım… Ben küçükken gazete eleman ilanlarının vazgeçilmezi bir “ETA” vardı. Di’li geçmiş zaman… ve nice entegratörler..

Diğer taraftan geleceği yakalamak için milyarları döken Microsoft, Dell, HP, IBM ve niceleri…

Peki neredeyiz? Hangi aşamaları geçtik ve yarın neyi adresliyor? Aslında bu soru da beni aşan, cevabı çok ama hiçbirinin kesin olmadığı çok zor bir soru fakat hem bireysel hem kurumsal anlamda kanala ve iş ortaklarımıza değer katma mecburiyetinde olarak yine hem kendi adıma hem de iş ortaklarımız için cevaplamaya çalıştım ve cevaplamayı yaparken öncelikle birçok farklı alanı olan bilişim sektörünün bana bakan BT altyapı ve sistem tarafında bir okuma yapmaya çalıştım.

90’larda yeni yeni yapılanan BT altyapıları beraberinde bolca donanım ve personel ihtiyacı getiriyordu. O kadarki bilişim ballı sektör, çeşitli üreticilerin sertifikaları ise diplomalarımızdan daha değerliydi. 2000’li yıllar bu hızla geçerken 2010’lara doğru yaşadığımız sanallaştırma furyası bir taraftan hayatımızı kolaylaştırırken diğer taraftan kendini geliştirebilenlere yeni kapılar açtı. Hızlı bir dönemdi… Ve bugün genel olarak ağ ve sistemlerimizin bir yere oturduğunu gözlemleyebiliyoruz. Hep beraber “Oh! artık işler, sistemler tıkırında...” derken çalışan sistemlerin iş sürekliliği karşımıza çıktı. Artık kesintilerin kabul edilemez olduğu, gerçek hayatımızı somut bir şekilde etkileyen siber tehditlerin ayyuka çıktığı, problemle karşılaşmadan önlem almanın zaruret olduğu bir dönemdeyiz.

Bugün neredeyiz ve yarın neyi adresliyor sorusunun cevabı da aslında buradan çıkıyor. Temel altyapı yatırımlarını yapan firmaların darboğazlarını tespit etmeleri ve servis kalitelerini yükseltmeleri bu sistemlerin izlenmesi ve yönetilmesini gerekli kılıyor, iş sürekliliği veya servis kalitesinin katalize ettiği bulut servis hizmetleri ve son yılların öne çıkan gündemi güvenlik. Özellikle güvenlik tarafında yapılacak daha çok çalışma var gibi görünüyor. 

Bu hamur çok su götürür ve bugüne sığmaz. Takip eden günlerde büyük üreticilerin yaptıkları yatırımlarla yakalamaya çalıştıkları geleceği… Bilgi teknolojileri yönetim sistemlerini… Siber güvenlik-tehdit dünyasını… Bulutları :) okumaya çalışacağız.

Toparlayacak olursak bugün artık altyapısını kurduğumuz sistemlerin üzerine inşa ettiğimiz servislerin kalitesini konuşuyoruz ve alınacak baya yolumuz var. Kullanıcılarımıza verdiğimiz hizmet kalitesi, kaynaklarımızın izlenmesi, analiz edilmesi, darboğazların önceden tespit edilip proaktif aksiyonlar alabilmek, iş sürekliliği ve veri güvenliği bizleri puanlayan parametrelerin başında geliyor. Ve tabi ki bunların üst yönetime raporlanabilmesi. İnsan bazen düşünmeden edemiyor, bilgi teknolojileri hayatımızı kolaylaştırıyor mu? Zorlaştırıyor mu? :) Herkese iyi haftalar..

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler