HAYAT
Adalet yolundan uzaklaşan idareci/yönetici, saltanat ve koltuğunu yitirmemek için, onlara her türlü yollar açıktır. Hak olanı görmezler, kendilerine karşı yapılan eleştirileri haksız değerlendirilip, gece karanlığındaki ışık gibi hemen fark ederler.
Halkın içinde kendilerini öne çıkarmak için, hile ve oyunlarla hareket edenler, hiç bir zaman maksada ulaşamaz ve başarılıda olamaz.
Allah rızası için halka hizmet et, hiçbir zaman millet tarafından unutulmaz ve daima hürmette görürsün.
Yaşam insanlara göre değişmez, insan hayatın kural ve kaidelerine göre kendini yenilemelidir.
Kişi, dünyaya geliş amacının farkında olmasa ve hissi hareket ederse, hem insanlara, hem de dünyaya bela olur. Kendinin farkında olmalıdır.
Hedef ve niyet büyük olunca, gayret ve çabada o derece yüksek olmalıdır. Aksi takdirde hülyalara dalarsın ve belki de kendinden geçersin. Menzile göre yol, hedefe göre çaba.
Hikmet ehli demiştir ki: ''Sekiz şey sahibini küçük düşürür:
1-Çağrılmadığı sofraya oturmak,
2-Ev sahibine emirler vermek,
3-Düşmanından ihsan/iyilik beklemek,
4-Kendisini aralarına almayan iki kişinin konuşmasına kulak verip onları dinlemeye çalışmak,
5-Sultanı/devlet başkanını küçük düşürmek,
6-Layık olmadığı yere oturmak,
7-Kendisini dinlemeyenlere konuşmak,
8-Ehil ve layık olmayan kimselerle dostluk yapmak.''
İbni Mukaffa anlatıyor: Hindistan hükümdarlarının pek çok kitapları vardi. Bu kitapların kısaltılmasını emrettiler. Bilginler bu kitapların kısaltılması için toplandılar ve sonuçta şu dört kelimede topladılar:
1-Adalet: Sultanlara aittir.
2-İtaat: Halka ait bir vazifedir.
3-Acıkana kadar yemek yememek: Bu nefse ait bir görevdir.
4-Kendinden başkasının kusuruna bakmamak: Bu bütün insanlara ait bir iştir.
Hikmet ehlinden birisi şöyle demiştir: İnsanlar dört kısımdır:
1-Bilir, bilgili olduğunu da bilir. İşte bu alimdir; ona uyunuz.
2-Bilir, bilgili olduğunu bilmez. Bu unutkandı; ona hatırlatınız.
3-Bilmez, bilgisi olmadığını da bilir. İşte bu yol gösterilmeye muhtaçtır; ona öğretin.
4-Bilmez, bilgisi olmadığını da bilmez, bilgili gibi hareket eder; buda cahildir; bundan sakının.
HATEMU-L ESAM'A:''Bizden öncekilerin sahip olduklarına neden biz sahip olamıyoruz? diye sorulunca; Hazret şöyle cevap vermiştir: Çünkü siz şu beş şeyi kaybettiniz: Samimi alimi, uyumlu arkadaşı, devamlı gayreti, helal kazancı ve ibadete ayrılmış müsait zamanı.''
Ailenin afiyeti şu üç şeydedir: Kanaat, güzel geçim ve Yüce Allah'a itaat halini devam ettirmek.
İnsan ve zaman birbirlerine bağlıdır. Gece ve gündüz gibi. Kendini bilen insan, her iki cihanda da mutludur. Kendini yitiren ise her iki cihanda mutsuz ve egemenlerin oyuncağı olur.
Ben siyasetçileri ve din tüccarlarını tanıdıktan sonra, insanlardan kaçtım, tek kalmak istedim. Yalnızlık; huzur ve selamettir. “Büyük isim, sesiz ve virane şehir.”
Kendi halkından kopan ve karşı tarafa, yani düşmana teslim olana, düşmana hizmeti devam ettiği ve düşman onu kullandığı sürece değer verir. İşi bitince, yaptıkları veya sebep oldukları kötülüklerin ortaya çıkmaması için, onu yok eder. Tarih bunu berrak bir şekilde bizlere sunuyor.
Kıblesi menfaat olan, ne kadar rehberlik yapabilir ve adil hareket kabiliyetine sahiptir!..
Adalet; dünyadaki yaşamın başlangıcı olduğu gibi, devamı ve sonucunu da tayin eder. Sürekliliğin teminatı ve insanların daima huzur içinde bir arada yaşamanın teminatıdır. Bu uğurda emek verenlere hepimiz minnettar ve borçluyuz. Bu uğurda ölenlere rahmet dilerim.
"Geçmişi olmayanın, geleceği de yoktur." Hadis.
Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” (Buhârî)
"Allah doğru olanlarla beraberdir."Nahl Suresi 128. Ayet
Maksatsız hareket edenler, yaşayanlar, sürekli yetim ve arkadaşlarının arkasında amaçsız yaşam sürdüğü gibi menzilde alamaz.
"Acı; arzudan doğar." Kişi kanaatsiz olunca, hiç bir zaman dünya malına duyum olmadığı gibi rahatta olamaz. Her zaman dikendir ve kendisiyle birlikte başkasına da huzursuzluk veriyor.
Tüm insanlar için olan şey, tek kişi sahiplenmeye çalışsa da ona yar olmaz, huzursuzluk ve çatışma çıkar. Bu nedenle "Su ve aş kimseye yar olmaz." çünkü genelindir.