İlk Sorunuz Ne? Nasıl mı, Neden mi?
Günlük yaşantılarımız sürekli bir telaş ve gerginlik içeriyor desem ne dersiniz? Sorarken cevabı da kestirebiliyorum, hatta okuyanların büyük kısmının hafiften de olsa başlarını aşağı yukarı salladıklarını görür gibi oluyorum.
Bu telaş, gerginlik ve koşturmaca var olduğunda, kabul gördüğünde ve yaşamın ayrılmaz parçası haline geldiğinde, atılacak adımlar, yapılacak işler, verilecek kararlar çoğunlukla “ne yapılacak ve nasıl yaparız” sorularının cevabı sonrası hayata geçiriliyor. Bir hadi hadi ve hemen duygusuyla hareket etme zorunluluğu hissediliyor. Böyle bir yaklaşım olduğunda da sadece o anı kurtarmaya yönelik ve o an için işlerin akmasını sağlayacak ve hatta geçici olabilecek çözümler çıkıyor ortaya. Bu çözümlerin ortaya konması elbette önemli ve gerekli, ama bazen de biraz daha farklı, biraz daha zengin, biraz daha yaratıcı yollardan, daha uzun vadeli çözümler üretmek de olsa iyi olmaz mı?
Ne yapılacağı ortaya çıktığında, uzun vadeli çözüm üretmek, yaratıcı, farklı ve katkı sağlayan sonuçlar oluşturmak için hemen başta sorulabilecek, oldukça destekleyici olan (ama ne yazık ki sıklıkla unutulan) ve ortak paydası “neden” sözcüğü olan bir iki soru daha var aslında; Bu konu benim için neden önemli, bunları yapmak bizim için neden gerekli?
Bir şeyler planlanacağı zaman, önemli bir işe başlanacağı zaman nasıl yaparızın ilk soru olmasındansa önce neden önemli ve gerekli sorularını sorarak başlamak tıpkı ünlü yazar ve iş insanı Simon Sinek’in söylediği gibi hem iç motivasyonu keşfetmeyi destekliyor, hem de işin içinde olan insanlara ilham veriyor.
Bu sorular sorulduğunda, konu her neyse onun bizde bulduğu anlam, bizdeki gerçek karşılığı ile ilgili bir takım bilgilere ulaşıyoruz. Konunun kendisinden daha büyük bir şeyler gözümüzde canlanmaya başlıyor. Bu görüntüler yapılacak şeyi, verilecek kararı, atılacak adımı daha bir görünür ve yapılabilir kılıyor, çünkü artık o şey her neyse onu yaptığımızda neleri destekleyeceğini, nasıl sonuçlar ortaya koyacağını biliyormuş gibi hissediyoruz kendimizi. Kısacası, anlamını keşfettiğimiz, veya unutup hatırladığımız her şey daha bir yapılası görünüyor, daha bir heyecan verici geliyor, daha bir yaratıcılıkla hayata aktarılıveriyor.
İşin ilginç yanı, bazen bu neden önemli sorusunun cevabını ararken, tam da o noktada yapmaya çalıştığımız şeyin hiç de anlamlı ve gerekli olmadığını keşfetmek de mümkün olabiliyor. Durum böyle olduğunuda, madem bu konu üzerinde çalışmak anlamlı değil, daha başka neler yapılabilir sorusunun karşılığını aramaya başlıyor insan ve güzel bir kazı serüveni başlıyor daha derinlere doğru.
Elbette sadece nasıl diyerek hızla çözmemiz gereken durumlar her zaman olacak yaşamda, ama gerçekten önemli olanları bu hızla ve bu telaşla çözmeye çalışmadığımızdan emin olursak, sık sık konuşulan, hatta biraz da içi boşalan yaşam anlamına biraz daha yaklaşmanın, yaptığımız şeylerin gerçek değerini ve önemini bilerek yapmanın ve sonsuz insan potansiyelimizi en iyi şekilde kullanmanın daha mümkün olacağına inanıyorum.
Sizler daha çok nasılla mı yoksa nedenle mi başlıyorsunuz yapacağınız işlere, iş yerlerinizde, ailelerinizde durum nasıl? Bu hafta biraz bu konuda kafa yormak ister misiniz?
Mutlu haftalar...