Sorunlu Kredilerde Kefaletin Durumu

Sorunlu Kredilerde Kefaletin Durumu

Giriş

Bankacılık sektörü açısından kredi geri ödemelerinin düzenli gerçekleştirilmesi, finansal istikrarın sağlanması ve bankaların operasyonel risklerinin minimize edilmesi açısından önemlidir. Ancak, borçlunun yükümlülüklerini yerine getirememesi veya kredi geri ödemelerinde yaşanan gecikmeler, bankaların sorunlu kredi portföylerinin büyümesine yol açar. Bu tür durumlarda bankalar, kredi borçlarının tahsil edilmesinde güvence sağlamak amacıyla çeşitli teminat türlerine başvurur; bu teminatların başında kefalet gelir. Kefalet, bankaların alacaklarının güvence altına alınması ve kredi riski yönetiminde kritik bir rol oynar. Bu yazıda, sorunlu kredilerde kefaletin rolü, kefalet türleri ve kefil ile borçlunun hak ve sorumlulukları ele alınacaktır.

Yasal Çerçeve ve Kefaletin Türleri

Türk hukukunda kefalet, Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve ilgili bankacılık düzenlemeleri çerçevesinde düzenlenmiş bir şahsi teminat türüdür. Kefaletin geçerliliği için yazılı olarak düzenlenmesi zorunludur ve kefilin, borç miktarı ile kefalet tarihini kendi el yazısı ile beyan etmesi gerekir. Bu husus, TBK. 583. maddesinde “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” şeklinde ifade edilmiştir.

Bu süreçte kefil, borçlu ile birlikte sorumluluk üstlenerek, asıl borçlunun borcunu ifa edememesi halinde borcun ödenmesini üstlenir. Çünkü kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.

Kefalet, süresine ve sorumluluk kapsamına göre farklı türlerde düzenlenebilir:

  • Adi Kefalet: Adi kefalet türünde, alacaklı borçludan alacağını talep eder ve borçlunun ödemede bulunmaması halinde kefile başvurur. Adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemez; ancak, borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması, borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkânsız hâle gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi, borçlunun iflasına karar verilmesi ve borçluya konkordato mehli verilmiş olması hâllerde doğrudan doğruya kefile başvurabilir.

Alacak, kefaletten önce veya kefalet sırasında rehinle de güvence altına alınmışsa, adi kefalette kefil, alacağın öncelikle rehin konusundan alınmasını isteyebilir. Ancak, borçlunun iflasına veya kendisine konkordato mehli verilmesine karar verilmişse, bu hüküm uygulanmaz. Sadece açığın kapatılması için kefil olunmuşsa, borçlu aleyhine yapılan takibin kesin aciz belgesi alınmasıyla sonuçlanması veya borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkânsız hâle gelmesi ya da konkordatonun kesinleşmesi durumlarında, doğrudan doğruya kefile başvurulabilir. Sözleşmede, bu durumlarda alacaklının, önce asıl borçluya başvurmak zorunda olduğu kararlaştırılabilir.

  • Müteselsil Kefalet: Müteselsil kefalette alacaklı, borçludan bağımsız olarak doğrudan kefile başvurarak borcun tahsilini talep edebilir. Bu tür kefalet, borçlu borcunu ödeyemez duruma düştüğünde, alacaklının hızlı bir şekilde alacağını tahsil edebilmesine olanak tanır. Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.

  • Birlikte Kefalet : Birden çok kişinin aynı borca kefil olması durumunda, bu kişilerin sorumlulukları belirlenen paylara göre paylaştırılır. Birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olur. Borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olur. Ancak, bir kefil, kendisiyle birlikte daha önce veya aynı zamanda müteselsilen yükümlü bulunan ve Türkiye’de takip edilebilen bütün kefillere karşı takibe girişilmiş olmadıkça, kendi payından fazlasını ödemekten kaçınabilir. Bir kefil, bu hakkı, diğer kefillerin kendi paylarını ödemiş veya ayni güvence sağlamış olmaları durumunda da kullanabilir. Aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Bu hak, borçluya rücudan önce de kullanılabilir. Alacaklı, kefilin aynı alacak için başka kişilerin de kefil olduğunu veya olacağını varsayarak kefalet ettiğini biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, bu varsayımın sonradan gerçekleşmemesi veya kefillerden birinin alacaklı tarafından kefalet borcundan kurtarılması ya da kefaletinin hükümsüz olduğuna karar verilmesi durumunda kefil, kefalet borcundan kurtulur. Birbirlerinden bağımsız olarak aynı borç için kefil olanlardan her biri, kefalet borcunun tamamından sorumlu olur. Ancak, borcu ödeyen kefil aksine anlaşma olmadıkça, diğerlerine toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahiptir.

  • Kefile kefil ve rücua kefil: Alacaklıya, kefilin borcu için güvence veren kefile kefil, kefil ile birlikte, adi kefil gibi sorumludur. Rücua kefil, kefilin borçludan rücu alacağı için güvence veren kefildir. (TBK MADDE 588)

Kefaletin Sorunlu Kredilerdeki Rolü ve Önemi

Kefaletin en önemli işlevlerinden biri, bankaların alacak risklerini güvence altına alarak kredi riskini azaltmaktır. Bankalar için sorunlu kredilerin artması likidite, kârlılık ve kaynak yaratma gibi temel faaliyetleri etkileyebilir. Bu noktada kefalet, borcun tahsilatında bir güvence işlevi görerek, bankanın nakit akışını koruma altına alır ve finansal sistemdeki stabiliteyi destekler . Bankalar, kredi kullandırımı sürecinde borçlu ve kefilin finansal durumunu değerlendirmekte, yüksek riskli müşteri ve sektörlere sağlanan kredilerde kefil bulundurmayı tercih etmektedir. Kefalet, kredi taksitlerinin aksaması veya geri ödeme sürecinde yaşanan sorunlarda devreye girmekte, banka tarafından alacağın tahsil edilmesinde önemli bir teminat işlevi sağlamaktadır.

Kefaletin İşleyişi ve Risk Yönetiminde Sağladığı Avantajlar

Bankalar, kredi işlemlerinde kefilin mali durumu ve borcun türüne göre farklı kefalet türlerinden yararlanarak teminat sistemini çeşitlendirebilir. Kredi borcunun ödenmemesi durumunda, borçlu ile kefilin yükümlülükleri devreye girer. Kefil, asıl borçlu borcunu ödeyemediğinde alacaklı bankanın zararını karşılamak durumunda kalabilir. Bu bağlamda müteselsil kefalet, borcun muaccel hale gelmesi halinde doğrudan kefilden tahsil edilmesine olanak tanıyarak bankanın risk yönetiminde avantaj sağlar. Örneğin, vadeli bir kredinin muaccel hale gelmesi durumunda kefil, tahsilat sürecine dahil edilerek borcun tahsili hızlandırılabilir.

Kefaletin Sona Ermesi ve Cayma Hakkı

Kefalet sözleşmesinin sona ermesi ya da kefilin yükümlülükten kurtulması, çeşitli durumlara bağlıdır. Özellikle, kefilin borçlu ile aynı kişide birleşmesi ya da borcun süresi dolması gibi durumlarda kefalet sona erebilir. Ayrıca, kefilin ölüm durumu da borçtan kurtulmaya yol açmayıp, mirasçılar kefalet borcundan sorumlu tutulabilir. Diğer yandan, süreli kefaletlerde kefalet süresi dolduğunda kefilin sorumluluğu sona erer; kefaletin süreli veya süresiz olması halinde borç muaccel hale geldiğinde kefilin sorumluluğu devam eder. Ancak borçlunun ödememe ihtimali doğduğunda kefil, alacaklıdan takip haklarını kullanmasını talep edebilir. Eğer alacaklı bu istemi yerine getirmezse kefil, borçtan kurtulma hakkına sahiptir. Çünkü, süreli olmayan kefalette kefil, asıl borç muaccel olunca, adi kefalette her zaman ve müteselsil kefalette ise, kanunun öngördüğü hâllerde, alacaklıdan, bir ay içinde borçluya karşı dava ve takip haklarını kullanmasını, varsa rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmesini ve ara vermeden takibe devam etmesini isteyebilir. Borç, alacaklının borçluya yapacağı bildirim sonucunda muaccel olacaksa kefil, kefalet sözleşmesinin kurulduğu tarihten bir yıl sonra alacaklıdan, bu bildirimi yapmasını ve borç bu suretle muaccel olunca, yukarıdaki fıkra hükümleri uyarınca takip ve dava haklarını kullanmasını isteyebilir. Alacaklı, kefilin bu istemlerini yerine getirmezse, kefil borcundan kurtulur. (TBK MADDE 601)

Sorunlu Kredilerin Çözüm Süreçlerinde Kefaletin Rolü

Sorunlu kredilerin çözümünde bankalar, borçlu ile kefili takip eder ve alacaklarını tahsil etmeye çalışır. Kefalet, bu süreçte bankalar için önemli bir güvence unsurudur. Kredinin tahsilinde yaşanan gecikmeler veya borçlunun ödememe durumu, bankaların kanuni takip sürecine başvurmasına yol açar. Kanuni takip, bankanın ihbar süreciyle başlamakta ve kefilin haberdar edilmesiyle devam etmektedir. Banka, ihtara rağmen ödenmeyen borçlar için yasal işlemlere başvurarak kefilden tahsilat gerçekleştirebilir. Ayrıca, sorunlu kredilerde kredi yapılandırması veya kredi garanti fonları gibi alternatif çözümler de devreye girmekte, bu süreçte kefilin sorumlulukları sürdürülmektedir.

Stratejik Tavsiyeler

Kefalet, bankaların kredi risk yönetiminde ve sorunlu kredilerin çözümünde etkili bir araçtır. Bankaların kefalet sisteminden sağladığı avantajları artırmak için aşağıdaki stratejik adımlar önerilmektedir:

  • Kefil Sorgulama ve Değerlendirme: Bankalar, kredi verirken kefilin mali durumu ve borç ödeme kapasitesini dikkatle incelemeli, bu süreçte kefilin malvarlığı ve gelir durumu gibi hususları dikkate almalıdır.
  • Erken Uyarı Sistemleri: Sorunlu kredi riski taşıyan borçluların ve kefillerin düzenli olarak takip edilmesi ve erken uyarı sistemlerinin kurulması, borçların zamanında tahsil edilmesine katkı sağlar.
  • Kefalet Sözleşmesinin Şekil Şartlarına Uygunluk: Kefalet sözleşmesinin yazılı düzenlenmesi ve kefilin kendi el yazısı ile sorumluluk tutarını belirten ifadeler eklenmesi, kefaletin geçerliliğini artırır.
  • Alternatif Çözümler ve Yeniden Yapılandırma: Sorunlu kredilerde kefil devreye girmeden önce, kredi yapılandırması veya yeniden ödeme planları önerilerek borçlunun ödeme sürecine katkı sağlanabilir.

Sonuç

Kefalet, bankacılık sektöründe kredi riskinin azaltılması ve sorunlu kredilerin yönetilmesinde temel güvence araçlarından biridir. Bankalar, kredi kullandırma sürecinde kefalet teminatını değerlendirirken, kefilin mali durumu ve kredi borcuna olan bağlılığını göz önünde bulundurmalıdır. Kredi riski ve kefalet türlerine uygun stratejik yönetim süreçleri, bankaların finansal istikrarını korumasına ve kredi portföylerini güvence altına almasına katkı sağlayacaktır.

Kaynakça :

  • Anadolu Üniversitesi, Genel Muhasebe II (Anadolu Üniversitesi Yayınları 2012)
  • Anadolu Üniversitesi, Finansal Yönetim I (Anadolu Üniversitesi Yayınları 2013)
  • Anadolu Üniversitesi, Bankacılık ve Sigortacılığa Giriş (Anadolu Üniversitesi Yayınları 2018)
  • Anadolu Üniversitesi, Finansal Tablolar Analizi (Anadolu Üniversitesi Yayınları 2018)
  • Anadolu Üniversitesi, Bankalarda Kredi Yönetimi (Anadolu Üniversitesi Yayınları 2018)
  • İstanbul Üniversitesi, Değerleme ve Dönem Sonu İşlemleri (İstanbul Üniversitesi Yayınları 2019)
  • Türkiye Bankalar Birliği, Bankacılık Terminolojisi (Türkiye Bankalar Birliği Yayınları 2021)
  • Adalet Bakanlığı, Banka ve Finans Hukukunda Uzman Arabuluculuk (Adalet Bakanlığı Yayınları 2020)

Av. Ahmet Can

Mail                 : ahmetcan@ahmetcan.av.tr

Whatsapp        : 0 532 345 58 18

Yasal güncellemelerden haberdar olmak için lütfen bültenimize abone olun:🔁

Ya da  LinkedIn’de Abone Olun 🔁

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler