Türkiye'de Yönetici Olmanın İpuçları-3

Türkiye'de Yönetici Olmanın İpuçları-3

Zor zamanlardan geçerken asıl yöneticiler belli olur. İş dünyasının iyice dalgalanma yaşadığı, piyasaların ve pazarların çok değişken inişli / çıkışlı bir iklime girdiği belirsizlik dönemleri beraberinde karmaşıklık ve şüpheyi de getirir. Dünyada VUCA (Volatility, Uncertainity, Complexity, Ambiguity) olarak adlandırılan, Türkçe'ye de Dalgalı, Belirsiz, Karmaşık ve Şüpheli olarak tercüme edilebilecek bu dönemlerde yönetici olmak için ipuçlarını bu yazıda anlatmaya çalışacağım.Dalgalanmalı ve Sürekli İnişli / Çıkışlı Bir İş Hayatında Ne Yapmalı?

No alt text provided for this image


  • Uzun vadeli hedefleri olmayanlar, kısa vadeli iniş çıkışlardan en çok etkilenenlerdir. Rüzgar nereye, onlar oraya gitmeye çalışırlar. Kısa vadeli dalgalanmalardan ağır darbeler almaya ve paniğe kapılmaya çok yatkındırlar. Bu tür yöneticiler dalgalanmalı dönemlerde çok hızlı savrulur ve güven yitirirler. Deniz sakinken dümeni herkes tutabilir ancak dalgalandığında dümen tutmak farklı beceriler gerektirir.
  • Riskler, Kaçan Fırsatlar, Kararsızlıklar böyle bir dönemin en önemli emareleridir. Kısa vadeli düşünenler her gün bir fırsatı daha kaçırdıklarına veya bir riske daha mağlup düştüklerine, ya da önemli bir konuda karar veremedikleri için geç kaldıklarına pişman olmakla günlerini geçirirler.
  • Yöneticiye düşen böyle bir dönemde serinkanlı olmak, olası tüm riskleri öngörmek üzere en kötü senaryolardan başlayarak Risk Analizi yapmaktır. Riskler, eğer Zayıflıklarınız varsa sizin açınızdan Tehdittir. Yönetici çevik bir şekilde her riske karşılık gelen zayıflıklarını kapatmak üzere kararlar vermeli, geç kalmamalı ve fırtına gelmeden çatıyı kapatmalıdır. Varlıklar, Finans Kaynakları, İnsan Kaynakları, Değerli Müşteriler, Kritik Tedarikçiler, Nakit Akışınız vb birçok işinizi etkileyen ana motor riske girecektir. Olası riskleri hızlı görmek bu alanların hepsiyle birebir yakın temas kurmak, onlarla gündelik iletişimi arttırmak, sürekli veriye yakın olmak ve gerçekçi analizler yaparak en büyük risklerin geldiğini görebilmek, yani fırtınayı koklamak ve Çevik Kararlar alarak hayata geçirmek ancak böyle dalgalı bir iklimi aşmanızda size yardımcı olur.

Çok Fazla Belirsizlik Varsa Ne Yapmalıyız?

  • O zaman önce anlamaya çalışmalıyız. Kur ne olacak, piyasalar ne olacak, müşterilerimizin talepleri düşecek mi, hammadde fiyatları nereye gidecek, satışlarımız düşecek mi gibi onlarca soru aklımızı çok doğal olarak meşgul edecektir. Bu soruların içinde kaybolup kuyunun dibine doğru düşmektense, tek tek her bir alana dair Veriler Toplamak ve Analiz Yapmak resmin biraz daha netleşmesine yardımcı olacaktır. Hurafelerle, rivayetlerle değil gerçekten de kıyaslamalar, analizler, sahadaki gerçek veriye dayalı kurgulanan senaryolar biraz daha önümüzü görmemize yardımcı olabilir.
  • Süprizler, belirsizlik dönemlerinin en önemli değişkenleridir. Eğer önünüzü göremiyorsanız, ya çok büyük bir dönemece gelmişsinizdir ya da kötü ihtimalle uçurumun kenarına. Her iki durum için de gaza basmak işe yaramaz, aksine yavaşlamak ve durumu anlamaya çalışmak yapılması gereken ilk hamledir. Uçurumsa geri dönmek, büyük bir dönemeçse tüm kaynaklarımızı bu dönüşüme hazırlamak ihtimaller içerisindedir ve bu kararlara önce biz hazır olmalıyız.
  • Belirsizlik ortamında Zayıf Yakalanmamak esastır. Hiç beklenmedik gelişmeler, bu dönemin karakteristiğiyse her an değişime hazır olmak, esnek olmak, çevik olmak bu dönemin kaslarıdır.
  • İş yapış şekillerimize ve mevcut kaynaklarımıza saplanıp kalmaktansa, bakış açımızı değiştirmeye, daha geniş bir çerçeveden bakıp yeni ihtimallere açık olmaya alışmamız gerekir. Mevcut durumunu muhafaza etmeye çalışanlar sekterleşir, katılaşır, dolayısıyla kırılganlaşır ve nihayetinde buharlaşır. Muhafazakarlaşmak, içe kapanmak belirsizlik dönemlerindeki ana reflekstir ancak işe yaramadığı gibi bizi çöküşe götürür. Değişime hazır olmak ve zayıflıklarımızı hızlıca gidermek, geç kalmamak ve yönümüzü kaybetmemek için uzun vadeli bir hedefe sahip olmak, bu dönemin de geçeceğini bilmek esas olandır.

Herşey Çok Karmaşıklaştı, Birbirine Girmeye Başladı, Ne Yapalım?

  • Çok fazla değişken aynı anda zihnimizi meşgul ediyorsa, hayat her gün yeni bir paramatreyi, sıkıntıyı önümüze getiriyorsa, işler iyice karmaşıklaşıyor ve birbirine girmeye başlıyorsa bunalıp, daralıp isyan etmeye ve kaçmaya meyilli oluruz.
  • Sınırlı kaynaklarımızla, sınırlı sayıda cephede mücadele edebiliriz. Bir koltuğa iki karpuz sığdırmaya çalışırsak ikisini de kaybetme ihtimalimiz çok yüksektir. Çok sayıda cephede sınırlı kaynakla mücadele etmek tüm cephelerde kayıp anlamına da gelebilir. Bu nedenle karmaşık dönemler, Önceliklerinizi Belirlemek ve sadece onlara Odaklanmakla daha kolay geçilebilir.
  • Paretoya göre 100 problemin önemli / öncelikli olan 20 tanesini çözerseniz, hayatınız %80 kolaylaşır. Herşeyi birden çözemezsiniz. Önce büyük taşları kavanoza atmazsanız, küçük taşlarla uğraşırsanız, kavonuzu hiçbir zaman dolduramazsanız. Küçük balıklarla oyalanırken, sizi istediğiniz geleceğe taşıyacak büyük balık yanınızdan geçerken farkına dahi varamayabilirsiniz. Demek ki karmaşıklık dönemlerinde önceliklerimizi belirlemek ve kıt kaynaklarımızı bu önceliklere odaklamak ilk yapmamız gerekendir.
  • Yaratıcı çözümlere açık olmak, "aklın yolu birdir" tek tip düşüncesinden "Aklın Yolu Bindir" çoklu düşünme sistemine geçmek için bu dönem fırsattır. Çözümlerin kollektif aranması, farklı bakış açılarının ve yıkıcı yaklaşımların denenmesi konusunda cesaretli olmak yöneticiyi diğerlerinden ayırt eder. Objektif kalabilmek ve karmaşıklığın / kaosun içindeki dengeyi yakalayabilmek bir adım geriden olayları izleyebilmekle mümkündür. Fırtınanın eninde sonunda biteceğini bilmek, kayıplarımız olacağını kabul etmek, en az zararla fırtınadan çıkmak aklımızın her zaman bir köşesinde olmalıdır. Bilmeliyiz ki bu fırtına sadece bize değil, herkese. Her kim ki en az zararla çıkar, fırtına sonrası fırsatları o daha çok toplar.

Böyle Dönemlerde Herşey Anlamını Yitiriyor, Şüpheye Düşüyorum.

  • Normal. Zor zamanlarda insanlar herşeyi sorgular ama herşeyi. Normal zamanlarda üstlerine düşmedikleri, dikkate almadıkları şeyler birden önem kazanmaya başlar, gözlerine batar. Normal zamanlarda anlamlı gelen işler birden anlamını yitirmeye başlar.
  • Uzun erimli bir gelecek tahayyülü olmayanlar, yaptıkları işe inanmayanlar, ya da yaptıkları işi sevmeyenler böyle dönemlerde en büyük savrulmaları yaşarlar. Arayışa girerler. İşi bırakma, evi bırakma, kaçıp gitme akıllarda belirmeye başlar.
  • Çıkış için en önemli seçenek İnandığınız, Sevdiğiniz, Çalışmaktan Erinmeyeceğiniz, Pes Etmeyeceğiniz ancak uğruna başlangıçta çok fazla şey de kaybedecek olsanız da girmeye cesaret edebileceğiniz şeylere Sarılmak ya da onlara kavuşacağınız Yöne doğru Rotanızı Çevirmektir.

Bir sonraki yazıda, fırtına sonrasında görüşmek üzere...

13.08.20, İstanbul

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Alkım Erdönmez adlı yazarın diğer makaleleri

Diğer görüntülenenler