Bana hikaye anlat!

Bana hikaye anlat!

Bana hikaye anlatma! Bu cümleyi duymayan ya da söylemeyen yoktur. Burada bahsi geçen hikaye, gerçekte var olmayan şeyler için vaktimi çalma gibi bir mesaj içeriyor. Biz buradaki kullanımı bir kenara bırakalım ve diyelim ki; 

Haydi bana hikaye anlat!

Hikaye (Mythos) insanlığın başlangıcında, onların kendilerini başkalarına açıklamak için anlattıkları bir yöntem olarak var olmuş. Aristoteles ile birlikte de felsefeye dahil edilmiş ve Poetika’da dramatik taklit ve insan davranışlarının olay örgüsüne çevrilmesi olarak tanımlanmış. Aristoteles öğrencilerine ve halka verdiği derslerin diyalog halinde ve kolay anlaşılır biçimde olmasına özen gösterirmiş. Bu nedenle kendisinin, hikayeleştirme ile anlatılan her şeyin daha fazla akılda kaldığını ilk fark eden kişilerden biri olduğunu tahmin ediyorum. Olaya hikaye açısından baktığımızda dünden bugüne ne değişti derseniz hiçbir şey diyebiliriz. İnsanların korkularını, sevinçlerini, başlarından geçenleri paylaşma isteği ilk günkü gibi canlı ve yoğun. Kendi deneyimlerimizin dışında, aktarmak istediğimiz her bilgiyi hikayeleştirmeye başladık. Henüz başlamayanlar da en azından hikayeye anlatıcılığının etkileyiciliğini okumuş, duymuştur. 

Hikaye, saf bilginin yanı sıra dinleyiciyi canlı tutacak öğeler içeriyor. Bunlardan biri duygular. Anlatıcı, her ne söylüyorsa yaşadığı ya da şahit olduğu hisleri karşı tarafa şeffaf bir halde aktarıyor. Duyguyu alan dinleyici yumuşuyor, kendinden bir parça buluyor. Hikaye ile kendi arasında bağ kuruyor. 

Diğeri ise merak. Anlatıcı bilgiyi direkt vermiyor. Dinleyiciyi merakta bırakarak dikkatini ayakta tutuyor. Konu sıkıcı bir dinletiden, doyulamayan bir şölene dönüyor. Dinleyici geçmişe gidiyor, bugünü hatırlıyor ve geleceği kurguluyor. Tabii bu deneyimi yaşatabilmek için iyi bir hikaye anlatıcısı da olmak gerek diye düşünüyorum. Korkmayın, bunun için doğuştan yetenekli olmaya gerek yok, çalışırsak hep birlikte yapabiliriz. :)

Hikaye anlatıcılığı, iş ve sosyal çevrede başarının anahtarı haline gelmiş durumda. Haliyle hikaleyeleştirme eğitimleri de son zamanlarda hızla arttı. Bu gücü kurumların geç fark ettiğini düşünüyorum. Halen konudan uzak olanların yanı sıra hikaye sanatını kuruma bir kültür olarak yaymak isteyen şirketler de var elbette. Yapılan yenilikler ise çalışma biçimlerini derinden sarsacak nitelikte. Amazon’un Ceo’su Jeff Bezos 2018 yılı için yeni bir uygulamaya geçmiş ve toplantı ve sunumlarda powerpoint kullanımını kaldırmış. Onun yerini hikayeleştirmeye bırakmış. Konu her ne ise toplantı hikayeler ve gelişime yönelik tartışmalarla harmanlanıyor. Hoşunuza gitti mi? 

Powerpoint üzerinde en azından bir iki slayt hazırlamayanımız yoktur heralde. Şimdi düşünün ki Amazonda çalışıyorsunuz ve yarın çok önemli bir toplantınız var. Konu sizin bir sonraki yıl için planladığınız projeler. Eliniz hemen powerpointe gidiyor. Şekle dökmenin en kolay yolu bu gibi görünse de bir çoğumuzda sunum yapma, topluluk önünde konuşma gibi kaygılarımız aslında sunumları bizim açımızdan kabusa, dinleyen topluluk açısında ise bıkkınlığa neden oluyor. Neyse ki Amazonda olduğunuz aklınıza geldi:) Peki nasıl anlatırdınız projenizi? Duygular, merak, dün, bugün, evvel zaman içinde…

Sadelik ve bütünlük tıpkı eskiden olduğu gibi bugün de arananlar arasında. Kurumların ve bireylerin karmaşık hayatlarını hayal gücü ile birlikte, sadeleştiren ve bütüne çeviren hikayeleştirme gelecekte de popülerliğinden hiçbir değer kaybetmeyecek, inanıyorum. Ve kazanan hikayeyi en güzel anlatan olacak. 

Şimdi bir yerden başlamak lazım. Denemeden zarar gelmez. Evvel zaman içinde diye başlayın, bakalım siz kendinizi ne anlatırken bulacaksınız ve hikayeniz nasıl şekillenecek?

Zamanın birinde hikaye yazan biri varmış… :) 

Tuğçe

Cahide Yüksel Y.

Girişimci, Yönetim Danışmanı, TOBB Sakarya Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Vekili

6y

Tuğçe Hanım keyifle okudum; içinde hikayesi olmayan hiç bir rakam veya hedef ne ise veri artık insanlarda duygusal bir dürtü uyandırmıyor.. Eğer birilerini harekete geçirmek veya dikkati çekmek istiyorsak bir hikayeye odaklamak gerekiyor. Hitabet işinde usta olanların en güçlü yanları kısa ve çarpıcı hikayelerle konuları bağlamalarıdır.. Teşekkürler

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler