Performansı nasıl öldürürsünüz?

Performans ile yeterlilik (competency) terimleri genellikle karıştırılır. 

Yeterlilik, bir iş veya uğraşı alanı ile ilgili teknik bilgi ve becerilerin varlığını,  

performans ise bilgi ve becerilerin üretime dönük yönünü ifade etmektedir. 

Başka bir anlatımla performans verilen görevlerin yapılmasıyla (başarılmasıyla) ilişkilidir. 


Performans, batı kökenli kelimeler grubunda yer alır ve Fransızca kökenli bir kelimedir. Kelimenin sözlük  anlamı, “1.Yapılan  iş, uygulama,  icraat; 2.Herhangi  bir olayı veya  durumu başarma  isteği ve gücü;   3. Kişinin yapabileceği en iyi derece; 4. Herhangi bir eseri, oyunu, işi vb. ortaya koyarken gösterilen başarı” olarak ifade edilmektedir (Türk Dil Kurumu Sözlüğü). 


Hepimiz iş hayatımız boyunca #performans konusunda birçok olgu ile karşı karşıya kalıyoruz. Bunların en önemlisi kanımca; şirketlerin işe olan katkımızı, değer yaratma isteğimizi, gayretimizi öldürmek (!) için yaptığı bir takım uygulamalardır. Aşağıda belirteceğim iki örnek yaşanmış olaylardır:

  • Ahmet, 15 yıldır B şirketinde çalışıyor. Uzman olarak şirkete girip en son İnsan Kaynakları Şefi olarak çalışmaya devam ediyor şirketinde. 15 yıl boyunca bir kez bile uyarı, ihtar almamış. İşini kendisinden beklenen yetkinlik ve performansta yapmış. Birçok projeyi başarı ile tamamlamış. Şirkette yönetim değişince birden kültürde değişmiş. Ahmet baskı, yıldırma amacıyla çeşitli defalar performansın düştü diye uluorta değerlendirme yapan bir yönetici ile baş başa bırakılmış. Sonuç; Ahmet 15 yıllık emeğini bir kenara bırakıp iş arıyor hatta daha kötüsü ben neden bu işi yapıyorum diye sorguluyor.
  • Ayşegül uzun süre şirketinde Muhasebe bölümünde çalıştıktan sonra kariyer yolunda bir değişiklik yapılarak Satış bölümünde görevlendiriliyor. Satıştaki performansı Muhasebe birimindeki gibi değil. Sürekli eleştiri alıyor yöneticisinden. Bölüm değiştirmesi için onay veren İK yöneticisine gidip "bu değişiklik iyi olacak demiştiniz, ben niye böyle hissetmiyorum? Sürekli mide ağrılarım var. Beni eski bölüme verir misiniz?" diyerek talebini iletiyor.

Bu iki örnekten görüleceği üzere, performansımızı, işe olan katkımızı çabamızı etkileyen birçok faktör var: çalıştığımız kurumun şirket kültürü, #İK stratejisi, yönetici-çalışan ilişkisi, #liderlik tarzı, #çalışma şartları, faaliyet gösterdiği sektör, çalışanlar arasındaki iletişim biçimi, yönetimin çalışanlara verdiği sorumluluklar. Çoğaltılabilir bunlar elbette. Bu faktörleri nasıl yönettiğimiz çalışanların performansını, işe katkısını, çabasını etkiliyor.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Yaşadığınız örnekler varsa paylaşırsanız deneyimlerimizi arttırmış oluruz. Bir sonraki yazımda performans değerlendirme sistemleri üzerine yazmak istiyorum. Bana da o yazımı geliştirme fırsatı yaratır paylaşımlarınız.


Seda Kaya

İnsan Kaynakları Uzmanı - Remalab Teknoloji

4y

Merhaba Lerzan Hanım, Öncelikle yazınız için kendi adıma teşekkür ederim. Burada bahsetmiş olduğunuz vakaları okurken küçük bir tebessüm ettim. Çünkü bazen kızdığımız insanların yaptıklarını yaparız da çok sonra farkına varırız. Ben üniversitemde bir topluluğa başkanlık yaparken ekibimdeki bazı arkadaşlarımın düzgün çalışmamasından dert yanıyordum. Onlara verdiğim görevlerin eksik yapılması ya da onlardan beklediğim performansı alamamak beni yıpratmaya başlamıştı. Kendimce her işi ben mi yapacağım diye düşünüyordum. Sonra birgün görevlendirme yaparken bu sefer herkesin görevini kendisinin seçmesini istedim ve gördüm ki hata bendeymiş. Performanslarından dert yandığım o arkadaşlarım seçtikleri görevleri harika bir şekilde yerine getirdi. Ben de bundan ders aldım ve sonraki tüm işlerde görev seçimini biraz onlara bırakarak biraz da yeteneklerinin farkında olacak şekilde onları yönlendirerek devam ettim. Sonuçlar gerçekten eskisine nazaran harikaydı. Bazen çuvaldızı kendimize batırmalıyız.

Yavuz Gülsoy

Sınav Koçu, Yazar Test Atölyesi Co-Founder Kentsel Yaşam Becerileri Araştırmacısı Savaş Sanatları Eğitmeni

5y

Çok yerinde bir noktaya değinmişsiniz Lerzan hanım🙏 2001-2008 yılları arasında Okutmanlık yaparken karşılaştığım ve her fırsatta anlatmaya çalıştığım konu buydu! Yetkilendirme yapılırken BECERİ'yi baz almak çok mu zor, diye soruyorum hep... Koskoca bir kurumun verimini ve bu kurumdaki çalışanların performansını ve psikolojik durumlarını derinden etkileyecek kararları alacak kişileri seçmek çok ciddiyet isteyen bir iş. Özel sektörün de devlet sektörünün de kendine has problemleri var bu konuda. Çok içimi dökmek isterim aslında ama neyse🙈🙈 Çok teşekkür ederim bu konuda birkaç satır yazabilmeme olanak verdiğiniz için, Lerzan Hanım🙏🙏🙏

ORDİNARYUS GERÇEK TFF BAŞKANI AYHAN SAĞALTICI.✔ ÖZ DÜRÜST BAŞKAN.✔

TFF FUTBOLUN 100. YILINA - 100 KM YÜRÜDÜM. 100.000 BİN ADIM ATTIM.

5y

ÇOK İYİ TEŞEKKÜRLER...

Liyakat, yeterlilik karşılığı olarak mı düşünülmelidir; yoksa "bilgi ve becerilerin üretime dönük" kullanılabilmesini de kapsayan, daha üst bir kavram olarak mı ele alınmalıdır?

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler