Zor Zamanlarda Kendimize Nasıl Şefkat Verebiliriz?

Zor Zamanlarda Kendimize Nasıl Şefkat Verebiliriz?

Merhaba Relater,

Ben zor zamanlarında bir uygulamaya girip iyilik halini artırabilesin diye fazladan mesaiye kalıp Relate uygulamasına içerik yazan Psikolog Rengim Lal. 

Bugünkü bültenimizin konusunu yine bir takipçimiz belirledi. Konumuz: öz şefkat. Ben de öz şefkati hangi açıdan ele alsak diye düşünürken gündemimizi de göz önünde bulundurarak belki birçoğumuzun aklına gelmiş olabilecek bir soruyla ilerlemek istedim: “İnsanlar savaş koşulları altında ya da fakirlik içinde yaşam mücadelesi verirken ben kendimi nasıl sevebilirim?

Özellikle depresif semptomlara yatkın olanlarımız savaş, açlık, küresel ısınma gibi kontrol edemediğimiz ama bir yandan da insanları etkilediğini bildiğimiz konularla baş etmekte zorlanabiliyoruz. Bazılarımız bu tarz durumlar karşısında aktivizme yönelse de bazılarımız daha umutsuz bir bakış açısı ile aktivizmin bir etkisi olmayacağını ya da böyle konularda bireyler olarak bir gücümüz olmadığını düşünerek aksiyon alamıyor. Sözkonusu durum hakkında aksiyon alamamak bir yana dursun zaman zaman depresif belirtilerimiz arttığı için yataktan çıkamayacak, kendimize bakamayacak hale de gelebiliyoruz. 

Peki dünya dönüp dururken, dertler tasalar da peşinde atlı koşarken biz nasıl her şeyi bir yana bırakıp kendimize şefkat göstereceğiz? 

Önce kendimize şefkat göstermekte zorlanan halimizin altında ne yatıyor olabileceğine bakalım istersen. İnsanlar zor durumlarda yaşarken ben kendime sevgi göstermeyi ve hayatımı bu koşullarda huzurla sürmeyi hak edecek ne yaptım ki? Bu cümle sana tanıdık geldi mi mesela? Sevgiyi, şefkati hak etmediğini düşünüyor olabilir misin? 

Böyle düşünüyor olabilirsin, insanlık hali. Ama bir de şunu düşün, o insanlar da başlarına gelen kötülükleri hak etmedi. Onların yerinde sen olsaydın sen de hak etmezdin. E o zaman neden başına bir dış güç tarafından gelmeyen kötülüğü kendi kendine yaratıyorsun? Neden kendine hak ettiğin iyilikleri vermiyorsun? Gözünü kapatıp küçük çocuk halini düşünsene, o bu muameleyi görmeyi hak ediyor mu?

Çevrene ve geçmişine bir dönüp bakmanı rica edeceğim senden. Annen, baban, birlikte büyüdüğün yetişkinler, arkadaşların… Kimler kendisine şefkatle bakardı? İşe gitmeden önce cildine iyi bakmak için sabahları erken uyanıp bakım yapan kaç kişi tanıyorsun? Ya da ebeveynlerin çok yorgun olduklarında kendilerini hırpalamamak için dışarıdan yemek yerler miydi? Çok istedikleri, onları mutlu edecek şeyleri kendilerine hediye alırlar mıydı? 

Yoksa şu tarz cümleler mi kullanırlardı? “Çok şükür yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda, şımarıklık yapıp oturmayalım, çalışalım.” Dinlenmek şımarıklık yapmak anlamına mı gelirdi çevrende? Sen rahatça dinlenebilir misin gün içinde? Bir işini halledince ayaklarını uzatıp çayını alıp zihnini dinlendirdiğini düşünsene… Ya da işini halletmesen de o gün başın çok ağrıdığı için yarım saat kestirme hakkı verir misin kendine? Yoksa sürüne sürüne gezinip sonunda da ağrı kesiciyi alır mısın? 

Diyeceğim o ki; dinlenip dinlenmeyeceğimizi de, sırf bakım yapmak için erkek kalkıp kalkmayacağımızı da, yorgun olduğumuzda ekstra bir işi üzerimize alıp almayacağımızı da geçmiş deneyimlerimiz, aile büyüklerimiz ve onların özlü sözleri belirliyor olabilir. 

O zaman bir daha çalışırken mola verme zamanın geldiğinde “Dur şu işi de halledeyim.” diyen sesi susturmayı deneyebilir misin? Sen tam türk kahveni almaya uzandığında “İşim var diye şükretmiyorsun da her fırsatta mola kolluyorsun.” diyen sese “Ben dinlenmeyi hak ediyorum!” diyebilir misin? Kendi sınırlarını, kendi ihtiyaçlarını önce kendin gör. Gör ve bunlara nasıl karşılık verebilirim diye düşün. Yoksa kimse gelip seni içinde bulunduğun durumdan kurtarmayacak… Patronun sana “Çok yorulmuşsundur, biraz dinlen.” demeyecek. Seni sen kurtaracaksın, en çok da kendi acımasızlığından…

 Haydi gel, birlikte bir oyun oynayalım. Kendi kendimizi gururlandıracak bir oyun olsun bu. Her gün kendimize şefkat göstermek için yaptığımız bir şeyi not alalım. Ama bilinçli bir şekilde yapalım bunu, “Bugün kendime böyle şefkat vermeyi seçtim.” diyebilelim o eylem için. Beynimizin içinden pörtleyen eleştirel seslere “bi dur ya” demek de öz şefkat örneği, hata yaptığımız anlarda “amaan, olur öyle” demek de. Saçımıza yeni bir model yapıp hoşumuza gitmesi de öz şefkate dahil, paramıza kıyamadığımız için yıllarca almayı ertelediğimiz ama aklımızdan çıkmayan o parfümü almak da… Biraz ondan biraz bundan derken öz şefkati hayatımızın ayrılmaz bir parçası yapalım.

Biz her gün kendimize şefkat vermek için yeni ve farklı şeyler yaptıkça öz şefkat repertuarımız oluşsun. Önceden öz şefkat nedir tam da anlayamazken bir süre sonra artık gün içinde şefkatli eylemleri uyguladığımızı fark edelim. 

Ben bu bülteni yazar yazmaz gidiyorum, bize Instagram’da Yakın İlişkiler hesabının kanal özelliğini kullanarak bir alan açıyorum. İsteyen olursa buyursun, kanalda hem ilişkiler hem öz şefkat hem cinsellik hem işler güçler hakkında sohbet ediyor olacağız. Bana her zaman rengimlal@therelate.app mail adresinden ulaşabileceğinizi hatırlatır ve iyi günler dilerim. 

Görüşmek üzere,

Psikolog Rengim Lal

Instagram: @psikolog.rengimlal

Relate’i Ücretsiz İndirmek için Görsele Tıkla!

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler