Daha Yeşil Bir Gelecek İçin Yol Haritamız: Sürdürülebilirlik

Dünya Çevre Günü, gelecek nesiller için kolektif olarak dünyayı koruma sorumluluğumuzun olduğunu bizlere çok güçlü bir şekilde hatırlatıyor. İklim değişikliği, ormansızlaşma, kirlilik, kuraklık, çölleşme ve biyoçeşitlilik kaybı gibi ciddi çevresel sorunlar her geçen gün artarken hükümetler, işletmeler ve sivil toplum arasında farkındalığı artırmak için bu özel gün daha da önem kazanıyor. İlk kez 1974 yılında "Tek Dünya" sloganıyla kutlanan Dünya Çevre Günü, bizi doğayla uyum içinde daha sürdürülebilir bir hayata çağırıyor, bizi kişisel eylemlerin ötesine geçmeye ve topluluklarımızda değişimin savunucusu olmaya teşvik ediyor. Her yıl farklı temalarla kutlanan günün bu yılki ana teması “çölleşme, arazi bozulması ve kuraklığa dayanıklılık”tı.

Bizler de Türk Telekom olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Sürdürülebilir bir yaşam için tüm çalışmalarımızın kalbinde geleceği iyileştiren teknoloji anlayışımız var. İş süreçlerimizde, stratejilerimizde ve kurumsal kararlarımızda sürdürülebilirliğin evrensel ilkelerini göz önüne alarak hareket ediyoruz. Ürettiğimiz teknolojiyi yenilikçi bir yaklaşım içinde insanların yaşam kalitesini iyileştirmek, daha yaşanabilir kentlerin oluşumuna katkı sağlamak; mevcut ve gelecek nesillerin ekonomik, sosyal, çevresel ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasına destek olmak amacıyla kullanıyoruz.  

Enerji Verimliliğine Yönelik Adımlar Atmaya Devam Ediyoruz

Önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğinin etkileri ve bu etkilerin sonucunda oluşacak gıda ve tüketim ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarla birlikte yaşamlarımız daha zor olacak gibi görünüyor. Son zamanlarda sürdürülebilirliğe yönelik küresel kaygıların tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığını görüyoruz. Bu nedenle insanların sürdürülebilir yaşam tarzlarına, ürünlere ve hizmetlere yönelik beklentileri de artıyor. Yapılan çok sayıda araştırma da bunun kanıtı. Örneğin, Ipsos’un yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 72’si, bireylerin iklim değişikliğine karşı harekete geçme sorumluluğu olduğuna inanıyor.

İşletmeler ve bireyler olarak profesyonel yaşamlarımızda değişimi yönlendirebilir ve sürdürülebilirliği mümkün kılabiliriz. İşletmelerde yenilenebilir enerji çözümlerini teşvik etmekten çevreye duyarlı politikaları uygulamaya kadar hem çevre hem de kârlılığımız üzerinde olumlu etkiler yaratabiliriz. Sürdürülebilirliği temel stratejilerimize entegre ederek uzun vadeli sürdürülebilirliği sağlayabilir, karbon ayak izimizi en aza indirebiliriz.

Sürdürülebilir uygulamaları hayata geçirerek aşırı tüketimden kaynaklanan çevresel etkiyi en aza indirmek elbette mümkün. Atıkları ve enerji tüketimini azaltmak yalnızca kaynakların korunmasına yardımcı olmakla kalmıyor aynı zamanda sera gazı emisyonlarını da azaltarak iklim değişikliğiyle mücadele için bizlere fırsat sunuyor.  Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından bu kapsamda hazırlanan İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (2024-2030)’nda Türkiye'nin 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 41 oranında azaltma hedefini gerçekleştirmesi bekleniyor.

Türk Telekom olarak sürdürülebilir ekonomik büyüme ve toplumsal kalkınma için temel itici güç olan bilgi ve iletişim teknolojilerini Türkiye’nin her köşesinde kullanıma sunuyoruz. Ülkenin dört bir yanını fiberleştirirken enerji verimliliği yüksek ekipman, yazılımlar ve kendi kaynaklarımızla geliştirdiğimiz yenilikçi çözümlerle geleceğimiz için güçlü, çevre dostu ve sürdürülebilir bir altyapı oluşturuyoruz. Atık yönetimi, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarındaki yatırımlara ve çalışmalara önem veriyoruz. Ayrıca, düşük karbonlu ekonomiyi destekleyen ürün ve hizmetler sunarak, sera gazı emisyonlarını azaltmaya çalışıyor ve düşük karbon salınımına sahip ürün ve hizmet çözümleri ile farklı sektörleri de destekliyoruz.

2023’te yayınladığımız “İletişimle Sürdürülebilir Dönüşüm” temalı Sürdürülebilirlik Raporu’nda da yer verdiğimiz üzere öncelikli yatırımlarımız arasına aldığımız Güneş Enerjisi Santralleri (GES) kurulumları kapsamında şirketimize tahsis edilen kapasiteyi 405,8 MWe'ye çıkardık. GES, Elektrikli Araç Şarj Ağı hizmetlerinin yanı sıra yapay zekâ ve IoT teknolojileriyle akıllı şehircilik, elektrik ve sulamada çözümler sunarak akaryakıt tüketimi ve karbondioksit salımının azalmasını da sağlıyoruz.

Müşterilerimize kesintisiz hizmet sunarken enerji tasarrufu için tüm veri merkezlerindeki enerji ve soğutma ekipmanlarını yeni nesil sistemler ile değiştiriyor, yeni yatırımlarında inovatif ve verimli soğutma çözümlerini tercih ediyor, mobil baz istasyonlarında da yeni nesil ekipmanlarla daha verimli servis sunabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Çevre dostu amaçlarımızı geliştirmek için orta ve uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerini Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) ile uyumlu hale getirmek üzere sürdürülebilirlik yaklaşımını günlük operasyonlarımızın yanı sıra tüm kurumsal stratejilerimize entegre ediyoruz. Bu adımın sürdürülebilirlik taahhütlerimizi pekiştirmesinin yanı sıra geleceğe yönelik stratejilerimizin bilimsel temellere dayandığını net şekilde ortaya koymamız için zemin hazırlayacağına inanıyorum.

Türkiye’ye Değer Diyor, 2050’de Net Sıfırı Hedefliyoruz

2019 yılından beri ofislerin tamamında sürdürdüğümüz “Sıfır Atık” projesi kapsamında çalışanlarımızın günlük tüketim alışkanlıklarını çevreye duyarlı bir hale getirmek için çalışmalar yapıyoruz. Faaliyetlerimiz sonucu ortaya çıkan her türlü atığın üretiminden geri kazanımına kadar olan süreçte, insan sağlığına ve çevreye zarar verecek şekilde, doğrudan veya dolaylı bir biçimde alıcı ortama verilmesinin önlenmesi, atıkların yönetiminde teknik ve idari standartların oluşturulması, geçici depolama, geri kazanım ve bertaraf tesislerine gönderim işlemleri esas alıyoruz. Bu konuya dair bazı verilerimizi de sizlerle paylaşmak isterim:

2022 yılında toplam atık miktarımız 29.294 ton iken, 2023 yılında bu miktar 10.363 tondur.

Tehlikeli atıklar: 2022 yılında 7.079 ton tehlikeli atık üretmişken, 2023 yılında bu miktar 4.606 tondur.

Tehlikeli olmayan atıklar: 2022 yılında 22.215 ton olan tehlikeli olmayan atıklarımız, 2023 yılında 5.757 tondur.

Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde başlatılan, Birleşmiş Milletler iş birliğinde yürütülen, sıfır atık konusunda küresel bir farkındalığa dönüşen ve tüm dünyanın dikkatinin tabiata, çevreye yöneldiği Sıfır Atık Projesi’ni hayata geçirdiğimiz projelerimizle desteklemekten gurur duyuyoruz.

Türk Telekom olarak sürdürülebilir bir gelecek için teknoloji alanındaki birikimimizi hayatın tüm alanlarına yansıtıyor, kaynakları verimli ve özenli kullanarak Türkiye’ye ‘Değer’ katmaya devam ediyoruz. Şehirlerin dijital dönüşümü için uçtan uca sağladığımız ürün ve çözümlerimizin yanında, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları alanında da teknoloji dönüşümünü destekliyor, karbon tasarrufu sağlanmasına katkıda bulunuyoruz. Aldığımız kararla Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UNGC) 10 temel evrensel ilkesine uygun bir şekilde ilerleyerek kapsam 1 ve 2 karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 45 azaltmayı, Türkiye ve GSMA hedefleri ile uyumlu olacak şekilde 2050’de ise ‘Net Sıfır’ı hedefliyoruz.

Çevresel etkimizi kontrol altına almak ve karbon ayak izimizi azaltmak için paydaşlarımızla birlikte önemli adımlar atıyoruz. Bunlar arasında enerji verimliliği, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, yenilenebilir enerji, temiz ulaşım ve atık yönetimine odaklanan önemli çalışmalarımız yer alıyor. 2023 CDP puanımızı bir önceki yıla göre iki kademe artırarak B'ye (Yönetim) taşımak, iklim eylemi konusundaki kararlılığımızın bir kanıtıdır. Önümüzdeki dönemlerde genel CDP puanımızı A'ya (Liderlik) yükseltmek amacıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Finans Alanında da İlklere İmza Atıyoruz

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), yayınladığı Doğanın Mali Durumu Raporu’nda gelecekteki iklim, biyolojik çeşitlilik ve arazi bozulması hedeflerine ulaşmak için kamu ve özel işletmelerin yıllık yatırımlarını en az dört kat artırmaları gerekeceğini belirtiyor. Ayrıca, rapora göre, dünyanın iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ve arazi bozulması başlıklarındaki hedeflerine ulaşması için 2050 yılına kadar doğadaki 4,1 trilyon dolarlık finansman açığını kapatması gerekiyor. Doğa temelli çözümlere yapılan mevcut yatırımların tutarının 133 milyar dolar olduğunu söyleyen rapora göre bu yatırımların çoğu kamu kaynaklarından geliyor.

Bu alanda yaptığımız çalışmaların yanı sıra finans sektörü dışında Sürdürülebilir Eurobond ihracına çıkan Türkiye’deki ilk şirketiz. 500 milyon USD tutarında başarılı bir ihraç yaparak BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyumlu bir finansman stratejisi oluşturduk. Bu ihracın şirketimizin çevreci teknoloji yatırımlarını finanse edecek önemli bir kaynak olacağına inanıyoruz. Elde ettiğimiz fon ile yenilenebilir enerji yatırımları ve enerji verimliliği sağlayan yatırımlar başta olmak üzere birçok yeşil projenin yanında, sosyo-ekonomik açıdan az gelişmiş bölgelere olan yatırımlarımızın finansmanını da sağlayacağız. Başarılarımızı uluslararası arenada da taçlandırmak bizleri her zaman için gururlandırıyor. Yüksek güvenlik teknolojisine sahip Esenyurt Veri Merkezimiz, çevreye duyarlı, sürdürülebilir çözümler konusundaki yetkinliğini belgeleyerek, TS EN 50600 Tasarım Belgesi almaya hak kazanan ilk kuruluş oldu. Başarılarımızı ödüllerle taçlandırmamızda emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Sürdürülebilir bir yaşam için tüm çalışmalarımızın kalbinde geleceği iyileştiren teknoloji anlayışımız var. Bu anlayışımızla dünyamız için değer diyerek çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz.