KADINLAR NASIL GÜÇLENİR?

KADINLAR NASIL GÜÇLENİR?

***KİTAP TAVSİYESİ***

Sally Helgesen/Marshall Goldsmith, How Women Rise? 2018 (Kadınlar Nasıl Güçlenir? çev. Başak Gündüz, Maltepe Üniversitesi Yayınları, 2019).

Kitap, iş hayatındaki tüm dış engellemelere ek olarak kadının bir de kendi kendinin engeli olmasına yol açan 12 kötü alışkanlığı odağına alıyor.

1. Başarılarınıza sahip çıkmamak: Eğer hele de tamamen sizin katkılarınızla gerçekleşen bir başarıda bile ister nezaket ister tevazu deyin sürekli bir "biz" kalıbı kullanıyorsanız, basit bir başarı övgüsü karşısında bile sürekli bir "ama", "fakat", "yine de" gibi bağlaçlarla başarınızı önemsizleştirme ya da ekip çalışmasına özgüleme eğiliminiz varsa gruba hoş geldiniz:)

2. Başkalarının katkılarınızı fark etmesini ya da ödüllendirmesini beklemek: Toplumsal cinsiyet kalıbının kadına dayattığı en büyük baskı, kendinden söz etmek, çalışmalarını anlatmak ya da yaptığı iyi şeyleri hatırlatmanın kendini övmek, gösteriş yapmak ya da iyi bir kız olmamak gibi kalıplarla kodlanmasıdır. Çoğu başarılı ve çalışkan kadın zaten ortaya çıkan iyi işin görüleceğini ve takdir edileceğini sanma yanılgısındadır. Fakat işler öyle yürümüyor. Kadınlar mükemmel işler yapıyor ama işlerin ayaklanıp onları taşımasını bekliyor. Erkekler ise yarım yamalak işlerini bile o kadar iyi "satıyor" ki kötü işleri başarıyla isimlerini yaymak için kullanabiliyorlar. Sonuç olarak nadiren işler iş yapanı görünür kılıyor. Bu sebeple hele de hiyerarşi barındıran bir iş ortamındaysanız, en azından aylık raporlarla ne yaptığınızı göstermeniz faydalı olabilir. Çoğu kurumsal çatı altında ne yazık ki kimse kimin ne yaptığını ne takip edecek ne de fark edecek zaman bulabiliyor.

3. Uzmanlığa aşırı önem vermek. İş hayatında varlık mücadelesinin en güçlü dayanağı görmezden gelinemeyecek somutlukta uzman olmaktır. Bu sebeple en güçlü silah bu olduğundan kadınların aşırı uzmanlaşma çabasını anlamak gerekir. Fakat işler büyüdükçe ve alan genişledikçe uzmanlık yerine bağlantıların önem kazandığını görmeniz mümkündür. Örneğin uzmanlığınız olmayan bir risk komitesine terfi edip şirketin kriz durumunda risk analizi üzerine uzmanlaşmak için harcayacağınız haftalar ve aylar sizi bilgi saklıyor olarak göstermeye yetebilir:) Oysa ki risk analizinde zaten uzman kişiler şirkette vardır. Her alana hakim olma kaygısını bırakmalı, her şeyi de bilmemelisiniz. Kitaba göre erkekler böyle yükseliyormuş:))

4. ilişkilerden faydalanmak yerine sadece ilişki kurmak: Kadınlar kurdukları ilişkileri sırf bu kişileri ve ilişkileri önemsedikleri için sürdürme eğiliminde oluyorlar. Bu ilişkilerden menfaat sağlama durumunu ise bir tür çıkarcılık ya da insanları kullanmak olarak olumsuz görüyorlar. Ancak bir kez selamlaştığınız bir erkek aylar sonra sizden büyük bir iyilik yapmanızı rahatlıkla isteyebiliyor. Erkekler için bağlantının anlamı bir işe yaramasını sağlamak olarak görülebiliyor ve esasında bunda bir sorun olmadığını fark etmek gerekiyor. Çünkü aynı kadın konu kar amacı gütmeyen bir iş olduğunda eşi dostu tanıdığı kim varsa bağış yapması için gece gündüz darlama kapasitesine de sahip. Bu yeteneği aslında çok güçlü ancak aynı çabanın çok daha azını ticari bir işte gösterme konusunda bile oldukça önyargılı...

5. İlk günden müttefik edinmemek: Yeni bir işe, pozisyona ya da bölgeye atanan kadın genelde uzmanlaşmaya fazla zaman ayırma, işi kendi başına çözme ve öğrenme odaklı çalıştığı için bu yabancı ortamda hemen ilişki kurmaya pek istekli olmuyor. Genlere kadar işlemiş kendini koruma içgüdüsünün bir sonucu belki de. Yanlış anlaşılmaktan, beceriksiz kodlamasından ve buna benzer tonla kötü etiketten korkuyor. Ancak erkekler bu konuda daha cesur, iş bağlantıları çok gevşek olduğu halde maksimum verim elde edebiliyor. Kadınlarsa uzun vadeye yayılan ve çok daha güçlü derin ilişkiler kurabildikleri halde zamanlama ve bu ilişkileri verimli kullanma noktasında çok tutuk...

6. İşinizi kariyerinizin önüne koymak: Bu çoğu kadında var. Mevcut işinizi o kadar önemsiyorsunuz ki o daimi işiniz oluveriyor. Sizin için adanmışlık ve sadakat anlamına gelen bu tavır, amirleriniz için daha üstünü yapamamak ya da yükselme gibi bir hedefi olmamak olarak algılanıyor. İşte bu sebeple siz çalışmalarınızın sizi ilerleteceğini zannederken aşırı çalışmanız sizi olduğunuz yerde çakılı bırakıyor. Çünkü bu adanmışlık, iş çevrenize bu pozisyonun sizin için yeterli olduğunu, mevcut işinizi çok sevdiğinizi ve mevcut durumun sizi mutlu ettiğini gösteren sinyaller yayıyor. Sonra niye benimle aynı dönemde işe giren vasat şimdi bölüm şefiyken ben bu kadar çalıştığım halde hala aynı yerdeyim diye sorgularken buluyorsunuz kendinizi:) Kimse sizin şef olmayı hedeflediğinizi bilmiyor! O kişi ise geldiğinden beri yükselmek istediğini asansörde yakalarken bile amirine bildiriyor.. 1. ve 2. alışkanlık da kesin vardır sizde:)

7. Mükemmellik tuzağı: Anlatmaya gerek yok.. Görüyorsunuz zaten:)

8. Memnun Etme Hastalığı: Hayır diyemiyorsunuz, hatta iş çevreniz sizi "hayır diyemeyecek biri" olarak kodlamış durumda. İş yükünüz sürekli artıyor, sürekli hep programda olmayan yeni yeni işler kitleniyor. Siz bu işleri benim mükemmel yaptığıma inandıkları için bana veriyorlar diyerek durumu minimize edebilirsiniz ama emin olun bu işler her türlü yapılabilen ve hiç görülmeyen işler oluyor.. İş çerçevenizi iyi belirleyin ve bu çerçeveyi aşan her talepte sınırlarınızı hatırlatın.. Bu sizi kötü biri yapmaz.. profesyonel bir çalışan yapar emin olun.. Evdeki halinizi işe taşımayın.. Herkesin ihtiyaçlarını gidermek, her şeyi çözmek ve stabil tutmak sadece size yüklenen bir görev değil. İş yerinde annelik yapmayı bırakın.

9. Minimize etmek: Sorun varsa görün, size zarar veren tavır ve davranışları normalleştirmeyin. Görünmez ve duyulmaz olmayı bırakın. Önemseyin. Siz kendinizi önemsemedikten sonra kimseden sizi fark etmesini ve başarınızı takdir etmesini bekleyemezsiniz.

10. Çok fazla: İş hayatı hızlı, anlık ve odaklanacak vakit çok az. Maddelere bölün. Açıklamaları isteyen okusun. Fazla bilgiyle konunun özünü kaçırmayın. Devlet hastanesindeki doktor gibi olun:) Net sorular, net cevaplar, net çözümler:) Faydalı olup olmaması ataerkil iş piyasasında önemli değil.. Herkes skor odaklı.. Hassasiyetlerinizi, hassasiyetleri belirleme gücünüz olan zamana saklamalısınız.. Ne yazık ki..

11. Geçmişi bırakın: Çok detaylı ve tekrar takrar her bir karar, söz, davranış ve hareketinizin analizini yapmayı bırakın. Hata yaptım ama sağlık olsun diyebilmeniz lazım. Süreklilik halini alan öz eleştiri ve belli bir olaya takılıp kalmak kendinizi dibe ceken ağır bir eleştiri hatta hakaret yağmuruna dönebilir. Kendinize bu kadar acımazsız davranmayın. İleriye bakın. Erkekler şirketi batırıyor ve hemen yenisini kuruyor. Boşanıp hemen tekrar evleniyor. İlham alın:)

12. Bütünsel bakış yeteneğiniz zaafınız haline gelmesin: Dikkatinizin dağılmasına izin vermeyin. Her sorunu kişiselleştirip nedenini bir eksikliğiniz olduğu zemininde minimize etmeyin. Aşırı şahsileştirmek biraz kibir biraz özgüvensizlik taşır. Kendinize kötü davranmayın. Her yetenek bir bedelle gelir. Çok fazla detay var ve hepsini bir radar gibi hızla tarıyorsunuz. Çok fazla bilgi çok fazla etki altında kalmanız sonucunu doğurmamalı. 

Kadın yeteneğine, naifliğine, katkısına, emeğine hepimizin çok fazla ihtiyacı var. Kendi kendinize engel olmanıza yol açan bu tür kötü alışkanlıkların üstesinden gelmek zorundasınız. Çünkü zaten sizi engellemek için tasarlanmış bir iş kültürü içerisinde mücadele ediyorsunuz. Enerjinizi doğru kullanmalı, engelleri fırsata çevirmelisiniz. Kadın olarak ilerlemeniz önemlidir. Çünkü ilerleyen kadın toplumu da ilerletmektedir.  

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Sevda Bora Çınar adlı yazarın diğer makaleleri

Diğer görüntülenenler