TARTIŞMALI AKARSU: AMU DERYA

Asya’nın en önemli uluslararası akarsularından birisi olan Amu Derya, birden fazla devletin topraklarından geçmektedirler. Bu da çeşitli sorunlara neden olmaktadır.

Amu Derya, hem sınıraşan hem de sınır oluşturan bir akarsudur. Amu Derya; Tacikistan-Afganistan sınırını oluşturmasının ardından Özbekistan- Afganistan sınırı boyunca akmaktadır. Türkmenistan topraklarına geçmesinin ardından Türkmenistan-Özbekistan sınırında devam ederek Özbekistan’dan Aral Gölü’ne dökülmektedir. Bu ülkelerden Tacikistan ve Kırgızistan Yukarı Kıyıdaş, Afganistan-Türkmenistan ve Özbekistan Aşağı Kıyıdaş ülkelerdir.

Amu derya akarsuyunun kaynağı karlı Pamir ve Tanrı Dağları’dır. Bu alanlarda kilometrelerce uzunluğunda buzullar yer almaktadır. Amu Derya bu buzlu yolları kat ettikten sonra Fergana Vadisi’ne ulaşmaktadır.

Fergana Vadisi’nden ayrılan Amu Derya, Tacikistan’ın iki şehri (Dusti ve Şahartus) ve Özbekistan’nın Termez şehri kıyısından akarak burada Afganistan-Özbekistan arasındaki sınırı oluşturmaktadır. Kerif bölgesinde akmaya devam eden Amu derya, Türkmenistan-Afganistan sınırını oluşturup, Türkmenistan topraklarında Kızıl Ayak bölgesinde ikiye ayrılmaktadır. Akarsuyun bir kolu Karakum Kanalını oluşturup, Türkmenistan’ın güneyine yönelerek tarihi Merv (Mari) kentine ulaşmaktadır. Akarsuyun ana kolu ise Türkmenistan’ın kuzeydoğu bölgesinde Özbekistan sınırına paralel olarak kuzeye doğru devam ederken ülkenin en gelişmiş kentlerinden biri olan Çarju kentinin kıyısından akmakta, Gabali’den itibaren Küçük Hanlı bölgesine kadar Özbekistan- Türkmenistan sınırını oluşturmaktadır. Bezergan kentinden Özbekistan topraklarına giren akarsu tarihi Urgenç kentinden geçerek Karakalpakistan’a ulaşmakta, bölgenin merkezi olan Nukus kentinden Aral’a akmaktadır. Bölgedeki 5 Cumhuriyetin içinden sadece Kazakistan Amu Derya akarsuyuna kıyısı yoktur.


Amu Derya akarsuyu özellikle Özbekistan’ın uçsuz bucaksız pamuk tarlalarında sulama amacı ile kullanılır. Aktığı sınırlar içinde geniş bir arazide yoğun nüfusa sahip, sanayileşmiş kentlerin etrafından geçmektedir. Kentsel gereksinimler, endüstri ve farklı birçok ihtiyaç için kullanılmaktadır.

Özbekistan dünyada altıncı en büyük pamuk üreticisi ve dünyanın en büyük dördüncü pamuk ihracatçısı ülke konumundadır. Bu yüzden su Özbekistan için ekonomik ve siyasi olarak oldukça önemlidir.

Özbekistan tarım sektörü Amu Derya akarsuyuna muhtaçtır. Amu Derya akarsuyunun kaynağını aldığı ülkeler olan Tacikistan ve Kırgızistan’ın ise arazisinin küçük bir kısmı tarıma uygun olduğu için bu akarsuyun suyunu tarımsal amaçlı kullanamamaktadır. Bu devletler kış aylarında enerji üretmekte ve su bırakmakta, bu da akarsuyun geçtiği diğer ülke topraklarında taşkınlara sebep olarak tarımsal zarara yol açmaktadır. Bu durum komşu ülkelerle, özellikle Özbekistan’la anlaşmazlık nedeni olmaktadır. Yaz aylarında ise, su depolama başladığından dolayı tarıma su yetmemekte, bu durum ekili arazilerin ve hâsılatın azalmasına sebep olmakta ve halkın yaşam koşulları olumsuz etkilemektedir. Özbekistan’ın su sorununun sebebi su kaynaklarına göre bulundukları konum sebebiyle Kazakistan ile aynıdır fakat Özbekistan ekonomisi tarıma dayalı ve özellikle pamuk üreticiliğine bağlı olduğu için uluslararası akarsu sorunu Özbekistan’ı daha derinden etkilemektedir.

Su kaynakları açısından bölgede birinci konumda olan Tacikistan, kendi topraklarından akan suyun tümünün esas sahibi olduğuna inanmakta ve Özbekistan’ın kullandığı su için ücret istemektedir. Bu durum Özbekistan ile Tacikistan arasındaki uluslararası akarsuların paylaşımı sorununun temelini oluşturmaktadır.

SSCB DÖNEMİNDE SU SORUNU

Yukarı kıyıdaş ülkeler sonbahar ve kış aylarında elektrik üretimlerini kısıtlayarak, barajlarını doldurmakta ve bu suları yaz aylarında suya ihtiyaç duyan aşağı kıyıdaş ülkeler ile paylaşmaktadır.

Aşağı kıyıdaş ülkeler yaz döneminde yukarı kıyıdaş ülkelerden aldıkları su karşılığında, yukarı kıyıdaş ülkelere kış aylarında petrol, doğal gaz ve kömür temin etmektedir.

Barajların ve su kanallarının bakımı Moskova yönetimi tarafından yapılmaktadır.

SSCB DAĞILDIKTAN SONRA SU SORUNU

Yukarı kıyıdaş ülkeler su kaynaklarından elektrik enerjisi üretmek amacıyla aşağı kıyıdaş ülkelere verdiği suyu kısıtlamaktadır.

Aşağı kıyıdaş ülkeler su eksikliği yaşadığı için yukarı kıyıdaş ülkelere verdiği doğal gazı sık sık kesintiye uğratmaktadır.

Bağımsızlıklarını kazanan ülkeler su kaynaklarından kullanımlarını arttırmayı talep etmektedir.

Barajların ve su kanallarının bakımları yapılmadığı için su-doğal gaz aktarımında kesintiler yaşanmaktadır.

SU SORUNUNA TALİBAN ETKİSİ

Bölgedeki su sorunu Taliban’ın etkisiyle yeni boyutlar kazanmaktadır. Burada özellikle Çin ile Taliban yönetimi arasındaki ilişkiler belirleyici rol oynamaktadır.

Çin'in Sincan Orta Asya Petrol ve Gaz Şirketi, Afganistan'daki Taliban yönetimi ile 5 Ocak 2023'te imzaladığı yeni bir anlaşmayla birlikte Afganistan'ın Amu Derya havzasında petrol araması, bunun yanı sıra Çin Mes Aynak ve Amu Derya’da madencilik ve enerji projelerini tamamlamak istemesinin önümüzdeki süreçte bölgedeki su sorununa doğrudan ve dolaylı etkileri olacaktır.

Ayrıca Taliban, Koştepe Projesi'ni gerçekleştirmek için çalışmalara başladı. Proje, Amuderya ırmağından Afganistan'ın üç kurak (Belh, Cuzcan ve Faryab) iline su taşıyacak 285 km'lik bir kanal inşasını   içermektedir. Bu projeler Amu Derya akarsuyunun Özbekistan tarafından kullanımını etkileyecektir. Bu da iki ülke arasında yeni dönemde tartışmaların ana kaynağı haline gelebilir.    

Doç. Dr. Hakan ARIDEMİR

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler