Kusursuz Olmak Zorunda mıyız?
Kusursuz anne
Kusursuz iş kadını
Kusursuz eş, sevgili
Kusursuz evlat
Olmak zorunda mıyız?
Doğduğumda kızı olduğu için annemin ve babamın sevindiğini biliyorum. Hayatları boyunca da benimle gurur duymuşlardır.
Hep akıllı, başarılı, düzenli, hatasız yoldan gittim.
Okulda başarılıydım. Gurur duydular.
Arkadaş ilişkilerinde başarılıydım. Gurur duydular.
Üniversiteden önce ciddi bir erkek arkadaşım olmadı. Doğrusu buydu onlar için. Sevindiler.
Reshma Saujani’nin konuşmasını dinledim geçenlerde. (TED konuşmalarını severim biliyorsunuz.) Kızlara neden cesur olmalarını ve hata yapmaktan korkmamalarını öğretmediğimizi soruyordu. Kızlara hep güzel gülümsemeyi, pekiyi almayı, dikkatli olmayı, kuralların dışına çıkmamayı öğütlüyoruz. Güvenli alanlarından çıkmasınlar. Yetenekli oldukları, başarı kazanacakları alanlarda çalışsınlar. Risk almasınlar.
Erkek çocukları ise tam tersine risk almaları ve cesur olmaları için teşvik ediliyor. Parkta oynarken bile en yükseklere erkek çocukları tırmanır. Sert ve kavgacı olmaları hiç problem olmaz. İlerleyen yıllarda da kızlara çıkma teklif ederken ya da zam isterken “Hayır” cevabıyla karşılaşma olasılığına karşın harekete geçerler. O zor soruları sorarlar. Başarısızlıktan korkmazlar. Kusursuz olmaya çalışmazlar.
Fiziksel olarak bile kadınlarda kusursuzluk üzerine daha çok baskı olduğunun farkında değil misiniz? Zayıf olmak, ideal vücut ölçüleri kadınların derdi.
Erkekler ise kendilerinden memnun. Önden giden göbeklerini kesinlikle umursamıyorlar.
Kusursuz öğrenci, kusursuz arkadaş, kusursuz anne, kusursuz eş, kusursuz müdür….
Ben ne zaman bunu aştım biliyor musunuz? Web sitemi “Bir Kahve Molası“nı kurarken.
Herşeyin birden olması için çabalamadım.
Yanlışlarımdan öğrendim.
Takipçilerime hata yaptım, özür diledim ya da hatayı düzelttim.
Kusursuz olması ya da en iyi olması için çabalamadım.
Başarısızlıktan korkmadım.
Cesur davrandım.
Doğru kod yazmayı öğrenmek için geceler boyunca youtube videoları seyrettim.
Video yapmak için en güzel videoları seyrettim.
İyi mi yaptım? Evet.
Kendimden emin olmadığım sularda yüzdüm. Hala da yüzüyorum.
Yeni şeyleri öğreniyorum.
Yarı yaşımdaki gençlerle seminerlere, workshoplara katılıyorum. Kesinlikle utanmıyorum. Ya da bununla övünmüyorum. Öğrenmenin yaşı yok.
2 sene önce öğrendim “Growth Mindset” i. Carol Dweck adında çok saygın bir profesör 1980’lerde bundan bahsetmeye başlamış halbuki.
Akıllı, başarılı, çalışkan diye etiketlenen çocuklar başarısız damgası yememek, başarısız olmamak için yeni şeyler denemekten vazgeçiyormuş. Kız çocukları daha çokmuş.
Growth Mindset – Gelişebilen Zihin Yapısı ise başarısızlıklardan öğrendiğimizi, başarısızlıkları öğrenmede bir fırsat olarak görmemiz gerektiğini söylüyor.
Çok da ünlü bir hikayesi var:
Çocuklardan oluşan iki gruba bulmacalar veriliyor. 1.grup bulmacayı çözdüğünde “Ne kadar akıllısın, aferin.” deniyor. 2.gruba ise bulmacayı çözdüğünde “Çalıştın, uğraştın, çözdün, aferin.” deniyor. Bir hafta sonra 2 grup tekrar deney alınıyor. Bu sefer gruplara geçen haftaya göre daha zor bulmacalar verileceği söyleniyor. Bilin bakalım hangi grup çözmeye daha istekli? Akıllı, zeki olarak etiketlenen 1.grup başarısız olmaktan korktuğu için çekiniyor. 2.grup ise yeni birşey öğreneceği için çok istekli.
Yine “Growth Mindset” – Gelişebilen Zihin Yapısı’na ait bir başka hikaye ise benim favorim:
Üniversitede derse geç giren delikanlı aceleyle tahtadaki matematik sorularını defterine geçiriyor. Ödev olduğunu düşündüğü bu iki soru üzerinde bayağı çalışıyor. Daha sonra çözdüğü sorularla profesörünü ziyarete gidiyor. Ve “Kusura bakmayın, geciktim. Bu sorular tahminimden zordu.” diyor. Çözümleri bırakıyor. Profesör heyecanlanıyor. Çünkü bu sorular aslında senelerdir çözülememiş matematik soruları, ödev değil. Derse geç giren öğrenci bilmediği, çözülemediği hakkında bir önyargısı olmadığı için çözmüş.
Bu hikaye gerçektir. Söz konusu öğrenci ise George Dantzig‘dir.
Çocuklarımıza ve kendimize başarısızlıktan korkmamayı, cesur olmayı, denemeyi, düşüp, kalkmayı öğretebildiğimizde ilerleriz.
İki kızım var. Mükemmel olmalarını değil, mutlu olmalarını istiyorum.
İyi insan olmalarını istiyorum.
Hayat başarısı denen bir şey var. İşte ben onu istiyorum kızlarım için.
Bize gelince:
Cesur olalım.
Deneyelim.
Gerekirse bir daha deneyelim.
Başarısız olsak da yılmayalım.
Dünyanın çözülememiş problemlerini bile çözebiliriz.
Vaz geçmeyelim.
Kusursuz olmaya çalışmayalım.
Mükemmel olmak zorunda değiliz.
Her şeyi yapmaya çalışmayalım.
Güvenli hissettiğimiz alanımızdan çıkalım.
Sevgiyle,
Bahar Anahmias, the brave