YAŞAMIN CİLVESİ-5-

YAŞAMIN CİLVESİ-5-

Zamana ve güce göre hareket edenler, Allah’a yaranamadıkları gibi, insanlarada faydalı olamazlar. Çünkü dünyamalının esiri, sistemin kölesi ve gücün etkisindedir. Hiçbir zaman kendisi olamaz.

“İnsanın beyni aç olunca, mideyi ne kadar doldursanda doldur açtır, göz duymuyor.” Her milletin kültür ve sanatı farklıdır. Bunlar iç içe girince zenginlik oluşur. Geleceğe mozaik kültür olarak miras kalır. 

Covîd-19 bizlere terbiye gemi takmış. Ağzımız maske ile kapalı, tekli esas olmuş. Herkes herkesten kaçıyor. Bir çeşmede elimizi yıkıyoruz, değir çeşmeye gittiğimizde birdaha yıkıyoruz. Yani hastalık içinde hasta olmuşuz. Acaba ibret, ders alıyormalıyız. Nasıl bir musibettir?

Yalan, Allah'ın düşmanı ve kulların yüzkaresidir, yalancı kullara karşı daima mahcuptur, başı eğiktir.

Cumhuriyet tarihi boyunca İslami açıdan üç dönemle analiz edilir;

1-1920-1950’ye kadar kesintili dini yaşam dönemi,

2-1950-2000’ne kadar Partilere bağlı dini dönem,

3-2000’den sonra ve devam eden Patilere bağlı camaatlarla yürütlen dini dönem.

“Biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.” (Tin Süresi, 4)) Allah (cc) insanı ne kadar değerli, şerefli ve hürmetli yaratıldığını bizlere anlatmaktadır. Yalnız hak yolunda ve iyilikte yapılan amel başarıyı, hukuksuzlukta ve kötülükte yapılan çalışmada baş eğikliğine nedendir. Yani, insanın gerçeği iyilik ve kötülük üzerine yürümektedir. İyilikte başarılı olana müjdeler olsun!..

Mal, mülk ve can Allah’ındır. Kullara ne oluyor?

Önce kendini tanı, sonra Allah’ı bil, Allah’ı tanı.

Önce insan ol, sonra ne olursan ol zarar gelmez.

İnsan elini kaldırıp Allah’tan dua ile ihtiyaçlarını istekte bulunur. Umarım ki, hep birlikte adalet, huzur ve güzellikler içinde yaşayalım. İnsanlar toplum olunca, birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamalıdırlar. Şahsi benimseme ve yaklaşıma göre değil, halka göre yürümelidir. Yoksa kargaşa çıkar, huzursuzluk peyda olur.

Kıblesi Altın ve dünya malı olan kişi yada her ne olursa olsun, kimseye mal ve dost ol(a)maz. Sadece menfaate bakar.

Bazen öğle zaman oluşur ki insanın vereceği karar ya devam, yada tamamdır. Lider böyle durumlarda belli olur. Zoru en az zararla atlatmak, geçirmek, başarmak ve ayakta kalmaktır.

Irk kibiri ile hiçbir menzil alınmadığı gibi, adalet ve huzurda sağlanamaz. Hz. Ali (kv) dediği gibi “devletin dini adalettir, adaleti olmayan devlet dinsizdir/ateisttir” şiarı ile hareket ederek, insan onurunun korunması doğrultusunda çaba harcamalıyız. Bir bakarsın günün birinde düşmanın dahi dost olmuştur.

Yaşam; anlık değildir. Dün, bugün ve yarın bağlantılıdır. Bu bilinçle yaşayan, yaşamın anlamı da biliyor, farkındadır.

Hainler, her zamanın adamıdırlar. Kendinden güçlü gördüğü herkese menfaat doğrultusunda hizmet eder ve el pençe durur. İnsanlık dışı hareket esastır. En değerlilerini dahi feda etmekten kaçınmaz. Kimseye ahlaklı, doğru ve samimi davranmaz. Daima menfaate bakar, arkasında koşar.

Hak ve hukuk; herkese lazımdır ve riayette genel olmalıdır. Ancak deme ve zamana göre hareket edenler, hep böyle olacaklarını sanırlar. Haksızlığa maruz kaldıklarında, hak ve hukuku ararlar. Hak ve hukuku ortadan kaldırdıklarını hatırlamak istemezler. Tarih, aynadır. Bugün bana, yarın sana!

Toplumun içinde zıtlık, diyalogsuzluk ve rastgele söylenen sözler, çatışmaya ve ruhi hastalığa sebeptir. Zaman geçtikçe bu, kin ve nefrete dönüşüyor. Bu tür tartışmalardan kaynaklı huzursuzluk artıyor. Sebebide, çözümsüzlük, diyalogsuzluktur. Çözüm aranmıyor. Her halukarda sistem ve devletin bekasını öne sürenlerdir, siyasetçilerdir. Yani topluma, millete tuzak kuranlardır.

Devletin bekası gerekçesine sığınanlar ve bu doğrultuda hareket edenler, mal-mülk sahibi olup zenginleşiyorsa, diğer yandan hak ve hukuku savunanlar fakirleşiyorsa, kimse devletin bekasına sığınmasın. Aldatmacadır. Cenabı Hak kul hakkı için "Benim yanıma her şey ile gelin affederim. Fakat kul hakkı ile gelmeyin, onu ben değil, kulum affeder” diye uyarmaktadır. "Kimin üzerinde birinin namusu ya da malıyla ilgili bir zulüm varsa, altın ve gümüşün bulunmadığı kıyamet gününden önce onunla helalleşsin. Aksi takdirde kendisinin Salih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevabından alınır, hak sahibine verilir. İyilikleri yoksa zulüm yaptığı kardeşinin günahından alınır, onun üzerine yükletilir." (Buhârî, Mezâlim)

Bakara Suresi; 188: "Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hakimlere (rüşvet olarak) vermeyin." Yine Hz. Muhammed (sav) Peygamberliğinin ilk 15 yılı ağırlıklı olarak hak-hukuk özeri tebliğlerdir. Yani özü itibari ile insan; sorumluluk sahibi empati ve paylaşımı benimseyen yeryüzündeki halifedir. Sınama ve deneme yeri olan dünya; kullar için Allah (cc) tarafından belirlenen haklara riayet esastır. Bu dünyanın nizamı da bellidir. "Huzur ve adalet" Yani yaratan tarafından insanlara bahş edilen "Dil, din, akıl, namus/beden ve mal" korunması gerekir. Kısacası; insan olduğumuzun farkında ve sorumluluk sahibiyiz. Temel yaşantımız; empati ve paylaşım olmalıdır. Önce insan olalım, daha sonra dindar olsak anlamı olur.

Kadın; bu fotoğrafta çok güzel dile getirilmiş. Her şeyden önce Annedir, her yönüyle yaşamdır ve dünya aydınlığıdır. Niye anlamak istemiyoruz.

İnsan değişince, meditasyona uğrayınca, kendisi değil, bir başkasıdır. Tamamen nefsin etkisinde ve söylenenlerin arkasında hareket eder, gider. Kural ve kaideleri tanımıyor, kendisini adalet ve hukuk olarak görüyor. Hissi hareket eder. Çar çabuk bu yola doğru eviriliyoruz. Uykudan uyanalım, uyanık ulalım, yoksa yarın geçtir.

Hak etmediğin bir şeyi sahiplenmek, ahlaksızlık ve hukuksuzluktur. Buna sebep olanlarda, rehber değil, dikendir.

İnsan topraktan gelmiş, yine toprağa dönecek, toprak olacaktır. Yalnız hırs ve dünya malı onu şekilden şekle çeviriyor. Ne zaman bunu fark edeceğiz, uyanacağız? Yolcuyuz.

Baş kaldığı müddetçe, vücut değişik şeyleri görecek.

Eğitim/Bilim, insanın içindeki aydınlığı ortaya çıkarıyor.

Hak ve hukuk ayaklar altına girince, zulüm ve karanlık artıyor.

Yalan ve dolan üzerine kurulan saltanat, hiç kimseye yaranamadığı gibi, rahatlıkta vermez. Hükümdar olan ve hüküm sürmeye çalışanda huzurlu olmadığı gibi kimseye de huzur vermez. Önce tedbir, sonra kadar ne yazmışsa baş göz üstüne.

Düşmanın iyiliğine ve merhametine sığınan, bu dünyadan ve yaşamdan hiçbir şeyi anlamadığının göstergesidir. Kendini ne kadar teslim ve adalete muhtaç göstersen de göster, düşman bildiğini okur.

İnsanları ve insanlar şahsında yaşamı, hayatı anlamaya çalışıyorum. Yalnız, zaman geçtikçe menfaate bağlılıkları artıyor ve dünyaya esir oluyorlar. Kendim bu işin içinden çıkamadım. Çünkü insanlar denenmek için bu dünyaya getirildiler. Başıboş değiller.

Kendi içlerinde barış ve huzur içinde yaşayamayanlar, başarılı olamadıkları gibi, rahatta olamazlar. Çünkü düşmanlı yaşam, ruhi hastalıktır.

Herkes kendi işini yaparsa, değerlidir. Alan karışmasından ziyade işi ile meşgul olmalıdır. Günümüz dünyasında, her şey din adına hareket edenlere yüklendi. Vicdanı dile getirerek, cüzdana sıkıştırıldık. Sonuç geldiğimiz nokta; cehennemle korkutup, cenneti pazarlıyorlar, satıyorlar. “Dindarlığını Allah’a göster, bana insanlığın lazım.” Allah bizleri af etsin.

Meraktan insanın başına çok şey geliyor. Bazen de başarılıda oluyorsun. Merak, dikkat çekici olmamalıdır.

Gözünü aç dünyaya bak. Aklınla yürü ve yaşamı anlamaya çalış, oku. Dünyanın nasıl döndüğünü, kişilerin kendini nasıl kayıp ettiğini ve insanların menfaat nasıl esir düştüğünü o zaman anlarsın. Deve kuşu gibi olmuyor.

Kişi bazen farklı bir şeyler yapmalıdır. Çünkü her amel, çalışma değerli ve farklı bir etkinliktir. Bu durumda bakıştan farklı bir bakıştır.

Akılı ve düşüncesiyle hareket etmeyen insan, sürekli başı eğik ve perişan olur. Nasıl ki gem takılı şey gibi, öğle insanide çekiyorlar.

"Her geçen gün, ömrümüzden gider." Güzel ve anlamlı bir söylemdir. Yalnız önemli olan içini ne kadar doldurduğumuzdur.

İnsana ne lazımsa, hatırında ve hayalında da daima o var. Hassas olmalıyız ve haklara riayet etmeliyiz. Birbirimizle siyaset yapmamalıyız.

Aslını kayb edenler yada aslından uzaklaşanlar, dünyaya bela oluyorlar. Coğrafyamızda yaşanan bütün olumsuzlukların sebebi bu durumdur. Bunu din, vicdan ve kültür dahi kabul etmiyor. Neden; birliktesiz, kabullenmeme, düşüncesiyle hareket etmeme ve bilinçsizliktir. Çünkü egemenler tarafından böyle isteniyor. Bizlerde isteklerini yerine getiriyoruz.

Kural; önce ben, sonra sizlersiniz. Ali cengiz oyunlarıyla nereye kadar?

Her insan kendini bir şekilde pazarlar. Bazıları insana hizmeti, bazıları da insan şekline bürünmeyi seçer.

Yaşam; dünyanın şenliği ve hastalığıdır. Şen yaşayanlar güzel ruhlu, hastalıklı yaşayanlar ise daha bu dünyada zehirlenmişler. 

Umulanla ulaşılan birleştiğinde, güzel şeyler oluyor.

Güzel ahlak ve doğruluk, huzurun her zaman temeli ve devamlılığıdır.

Mantığa yürümeyi/bürünmeyi ve düşmanlı yaşamı kültür haline getirenlerden acaba insani ve dini baz aldığımızda ahlaki olarak ne kadar kendisinin farkında ve sorumlulukların bilincinde olur? Problem budur! Ruhumuz hasta.

Var olmak ve yok olmak insanın elindedir. Çünkü dünya çalışma ve çapalama yeridir. Direnme ve sahiplenme esastır. Gevşek davranırsan, bazıları öne çıkar ve boşluğu doldurur. Yaşam, canlıdır.

"İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. En mükemmel adalet ise vicdandır."

Deve kuşu gibi hareket ediyoruz. Deve miyiz, yoksa kuş muyuz beli değil. Hesabımıza nasıl geliyorsa öğle hareket ediyoruz. Deve lazım olduğu zaman kuşuz, kuş lazım olduğunda deveyiz. Gel de bu işin içinden çık!

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Bedrettin Siğa adlı yazarın diğer makaleleri

  • SÖYLEM KARDEŞİZ, YA UYGULANAN

    SÖYLEM KARDEŞİZ, YA UYGULANAN

    Esas olan söylem değil, uygulamadır. Uygulamada adalet ve değerlere ters durumlarda, beraberinde tahmin etmediğin…

  • GOTIN BIRANÊ , PIREZE

    GOTIN BIRANÊ , PIREZE

    Esasê hebûnê ew e ku xwe nas bikî û ji mirovan re kêrhatî bî. Tiştê ku mirov dike mirov; Kiyasî ye.

  • SAMİMİYETİN ÖZÜ

    SAMİMİYETİN ÖZÜ

    Samimiyet; içten gelen maneviyat ve geleceğin teminatıdır. İttifaksız yokluk ve sahipsizlik olup, kendi kendine…

  • JIYANÊDE TARÎTÎ

    JIYANÊDE TARÎTÎ

    ZILIM TARÎTÎYE Her warîde ya jiyaname hukum dike ku xem û xeyalî tixê malê dine ji nefsê tê hêrs e. Hêrse, çavême kur…

  • YAŞAMDA KARANLIK

    YAŞAMDA KARANLIK

    ZULÜM KARANLIKTIR Yaşamımıza egemen olan nefis dediğimiz dünya malına meyilli hırstır. Hırs, her yönüyle hayatımıza…

  • EZ KIME

    EZ KIME

    Ezmona mirovî, gotinê dibejê ku kirine wê tîne cih e. Wê demê mirove ku kirî insana jî te.

  • BEN KİMİM

    BEN KİMİM

    Yazın didinip çalışıyoruz, topluyoruz. Kışın oturup yazdan topladıklarımızı yiyoruz.

  • HAYATIN ANLAMI

    HAYATIN ANLAMI

    Dünyaya geldiğimde ağladım çünkü bilmezdim, Dünyayı anlamaya çalıştığımda bi hal oldum, Cihanı anlayayım diye kendimi…

  • **HAYATIN CİLVESİ-19-**

    **HAYATIN CİLVESİ-19-**

    İhanet ekmeğine alışan insanlar, zapt edilemez, çaresiz duruma geliyor. Ne yaparsan yap, doğru yola gel(e)mez, doğru…

  • **NAZIN JIYANÊ-19-**

    **NAZIN JIYANÊ-19-**

    Mirovên nanê îxanetê xar ku elimî wî dezgehî, çare ji nabê. Tu çi bikî bike ew nayê ser rêya rast, rast nabê.

Diğer görüntülenenler